KADERİME PUSU KURDUNKADERİME PUSU KURDUN Duygularımı ıslatıyordum gözyaşlarımla Lal olmuş düşüncelerime savruluyordum Dipsiz bir karanlığın yolcusuydum artık Karanlığın bağrında duygulara el açtım Dipsiz kuyunun en dibindeydim o gece Mehtap gülümsedi, aşka küskün yüzüme Yıldızlar göz kırpıyordu ziyasız gözüme Karanlığın bağrında mehtaba el açtım Yıldızların ışığı gözümde parladı Sanki bir müjde veriyordu, istemem Hüsranım kaderim olmuş, çekeceğim Karanlığın bağrında yıldızlara el açtım Kaderime pusu kurdun, işte buradayım Sahte gülüşündü beni karanlığa düşüren Gülmeseydin keşke, gamzende kayboldum Meğer zehirmiş tatlı dilin, hiç bilemedim Karanlığın bağrında, zehrine el açtım Rüzgârda savrulan sarı lüleli saçların Hayalimi süslerdi kandilsiz gecelerimde Hisleri silinmiş bir Mecnun bedendeyim Karanlığın bağrında Leyla’ya el açtım Düşürdüğün kuyuya gel, ay mehtap olunca Kaderimi zincire vurdun, salınarak gel Yıldız düşen gözlerinle bak karanlığıma Karanlığın bağrında gözlerine el açtım Atmıştım dilimden yalanı, anlayamadın Gözyaşımı yemin ettim, damlattım avucuna Rüyalar gibi bir hayat vaat etmedim ki sana Karanlığın bağrında rüyalara el açtım Beddua etmeyeceğim, işin rast gelsin Tuttuğun altın olsun, seversin serveti Zehir olsun sözlerin, panzehiri hayalin Karanlığın bağrında zehrine el açtım |