Asi Ruh
Asi Ruh
Selanik’te bir asi ruh doğdu. Bir kısrak başı gibi uzandı Anadolu’ya. Okudu harbiyede, Osmanlı subayı oldu. Heyhat! “Bu ne hal böyle” diye düşündü kara kara, Çatal kaşları çatıldı, asi ruhu belirdi, Mavi şimşek gözleri alev alev yandı, Bir kurt gibi heyecanlı ve çevik. Anadolu işgal edilmiş. Türk’e prangalar vurulmuş. Padişah çaresiz, İngiliz’e muhtaç! Yedi düvel şer masasında, Osmanlı’yı paylaşmak istiyor! Asi ruh! “Bu o kadar kolay olmayacak! Anadolu’da ümitler asla sönmeyecek. Size güneşi tersinden doğduracağım. Ayın ziyasından mahrum edeceğim” Diyordu içinden O Asi Ruh. İngiliz’den medet uman padişah, Şeyhülislamın idam fetvasını onayladı. Asi Ruh! Boynuna takılan idam fermanını, Alev alev yanan mavi ziyasıyla yaktı; Küllerini sahibinin suratına savurdu. Çatal kaşları yeniden çatıldı, Kurt bakışlı, Sarı Saçlı Dev Adam’ın. İsyan ateşini bir yaktı, pir yaktı, Tüm Anadolu özgürlük andı içti, Ordu yok, silah yok! Para yok, imkânsızlık var! Ümit yok, ümitsizlik var! Çaresizlik Türk’e yar olmuş! Sevr Anlaşmasıyla Türk’e kefen biçilmişti. Ordusu tasfiye edilmiş, silahları toplanmıştı! Osmanlı eyaletlere bölünecekti! Azınlıkların oyuncağı olacaktı! Şu hale bak! Asi Ruh’un çatal kaşları çatıldı yeniden. Sevr paçavrasını da mavi ziyasıyla kül etti. Mavi alev saçan gözleri yeniden parladı. Bir kurt kararlılığıyla kuruyordu tuzağını. Kuvay-ı Milliye’yi oluşturuyordu. Çanakkale; Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar. Güneşin düşmana tersinden doğduğu yer oldu. Ayın ziyasının silindiği gündü o gün! Kuduz Fransız’ın Bouvet ve Massena gemisi, Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlarla, Denizaltında ölüm yolculuğuna uğurlandı! Deniz altında onlara hiç güneş doğmayacaktı! Ordu komutanı Liman Von Sanders, Şaşkın ve çaresizdi! Savaş tüm dehşetiyle devam ediyordu. Asi Ruh’un öngörülerine itiraz edemiyordu, Çünkü her defasında Asi Ruh haklı çıkıyordu, Sonunda görevi devretti. Düşmanlar; Hem denizde, hem karada kayıplar verip, İtler gibi kuyruğunu kıçlarına saklayıp kaçtılar. Asi Ruh! Anafartalar’da, yüksek bir yerde belirdi. Mavi şimşek gözleriyle şöyle bir bakındı. Çatal kaşları yeniden çatıldı kararlılıkla. Bir kurt duruşuyla! “Çanakkale geçilmez” dedirtti, İngiliz komutanına. İşte! Anadolu’nun kurtuluş destanı burada yazıldı, Burada yazıldı Türk’ün özgürlük destanı. Kuvay-ı Milliye; Anadolu’nun yedi cephesinde örgütlü, Aman vermiyordu, Rus’a, İngiliz’e, Fransız’a Ve dahi o İngiliz köpeği Yunan’a. Çetelerimiz, kadın kahramanlarımız, Mehmetçiklerimiz ve dahi din adamlarımız; O Asi Ruh’un işaretiyle, Hem bölgesel, hem genel harbe katılıyordu. Güneşini tersine çeviriyorlardı düşmanın, Ayın ziyasını söndürüyorlardı tepelerinden. Kurt duruşu! Kurt’un asil bakışı! Sarı Saçlı Mavi Gözlü Dev Adam. “Geldikleri gibi giderler demişti” İşte o an! Yunan sırtlanları, geldiklerine pişman, Geride cesetler bırakarak kaçmışlardı; Akdeniz’e dökülerek! Dualarla açılmıştı meclis. Savaşlar buradan yönetilmişti. Asi Ruh kararları burada almıştı. Türk’ün değil; Düşmanın ölüm fermanı işte burada yazıldı! Ve nihayet! 29 Ekim 1923 gün ve tarihte, T.C Devletimiz kuruldu. Oğuz Ata’mın torunu O Asi Ruh, Bu milleti yurtsuz bırakır mıydı hiç? Bırakmadı! Kahramanlarımızın ruhları şad, mekânları cennet olsun. Cumhuriyet Bayramımız tekraren kutlu olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene. Ve ne mutlu O Asi Ruh’un izinde yürüyenlere. |