BİR MAVİ GÜL KLASİĞİDİR BU MEKTUPŞiirin hikayesini görmek için tıklayın * Yağmurlar yağardı *
* Mutluluk vardı damlalarında * * Gökkuşağı doğardı sonra * * Kavuşmalarımızda * Gel diyorum hep... duy/san sesimi O uzak şehrin erik kokan bahçelerinden Bilmesin hiç kimse geleceğini Gözlerime saklarım gülüşünü paylaşamam o haset gözlerle Neden ?.. Gelemem deyişin Tutamam bak gözyaşlarımı Yürek yangınlarımı dindiremem Alışamadım zaten yokluğuna Yalnızlık bitirmez diyordum umutlarımı Oysa yokluğunda çakır dikenleri yerleşti Bütün beden sokaklarıma Üşümem, korkmam diyordum Sen gidince buz dağları yerleşti mekanıma Karanlık korkular, simsiyah gecemde şimdi Canımın gülü masmavi umudum Al işte kenetlendi dişlerim Beklemeler ağustos kapılarında kilitli Acı tütün gibi dilimde duyduğum tat Su içtim baldıran çeşmelerinden Sen olmayınca ; zehir-zıkkımmış bu yaşam Ağrı periyotları yerleşti elime, ruhuma Sen gelmeden ki biterse bu yaşam Gökyüzüne asın beni Bitse de ruhumdaki seslenişler Bil ki bitmeyecek senin için Saçlarında gezinecek gözlerim Unut hüznünü, benden yana Denizin derin maviliklerine beni Gözlerimi uzak sahillere bırakın Gel yitik kalpler istasyonunda ara Bir de masmavi güllerde kokumu Bulamazsın başka antenlerde izimi Seninle gelmiştim dünyaya Bir mavi gül klasiğidir Kalbimden sana bu mektup Eflatun düşler kurardım önceleri Pembe hayallerime yerleşmişti sevdanın gözleri Mor menekşeler kadar güzeldi akşamlarımız Demiştim ya yine bir şiirimde İşte öyle masallardaki Alis’tim Duygu ve düşünceleri renkler içinde Sihirliydi yaşam Sonra ayrılıklar girdi aramıza sen gittin Ben uzak Berlin akşamlarının karlı sokaklarındaydım Gurbete atmıştım deva bulmaz Avunmayan kalbimi Mektuplar yazmıştım biteviye , upuzun Bitmeyen gurbet gecelerinde Hep gözyaşlarıydı satır aralarında Sana ulaşıp gelen Sonra gri düşler yerleşti akşamlarıma Korkulu gölgeler koşuyordu peşimden O uzak kentin sokakları eğlence doluydu...ki onlar için Yoksa cadılar bayramı beni ne ilgilendirirdi sensiz Şimdi eskisinden daha zayıf bakıyorum aynalara Gözlerime yerleşen bu hüzünlü bakışlar senin gözlerin Unutturdu en kara ayrılıklar bana Mevsimlerin rengini, ahengini Orada üşüten bahar, yakan yaz, dondurucu kışlar içinde Ben yandım gözlerinin uzaklığına Yağmurlar altında koşarken Senin benim şarkımızı dinliyordum gözlerim yaşlı Yüreğimde susmayan o şarkı ’Bilsen Uzaklarda Kimler Ağlıyor’ Sonra bir gün leylaklar buldum pazarda Aldım bir demet öyle sardım ki kollarımda Kokuları unutturdu gurbetin acılarını Sarılıp leylağımla ağladık ! ağladık ! Yine bir gün camlarında çiçekçinin bakınırken Mavi güller görüp inanamadım Oradaydık sen ve ben Aldım mavi gülleri kucaklaştık onlarla ağladık ağladık ! Ne çok şeydi şu gurbet Gitsen de şimdi o Frankfurt sokakları beni anlatır sana Bir demet sunar ellerinize Sokaklarına dökülen gözyaşlarımdan Bir gözyaşı demeti verir ellerinize Acılar Şiirleri doğuruyor Gurbette hüzünler; türkülere ayrılık nağmelerini katıyor Tam da bunları aldım gurbet akşamlarından Neden mi ...Rüzgarlarım sam eser denizimde Sen bilmezsin yalnızlığımdaki korkularımı Neden mi gözlerimde hüzün Hıçkırık her gülüşüm Sonbahar eser mevsimlerimde Yitirdim gidişinle Mor baharlarımın sesini Bu gün Seninle uzanırken mazime Senle sensiz zamanlarımı aradım Hani tüm gün çalışmaktan şişse de ayaklarım Sana ulaşmak için O caddelerini adımladım çoğu zaman yalın ayak Elimde papuçlarım duymadım soğukluğunu taş sokakların Şimdi resminle sarılıp sarılıp, ağlaşıyoruz Anarken o maziyi İşte bu sabah Sana mektubumu böyle yazdım Uzandım, Berlin ve Frankfurt’a Şarkısını söyledim aşkımızın Sana uzanan yollar oysa ne sarp, ne uzunmuş Ne çokmuş sana olan hasretim Bulamıyorum aradığım her köşede Yalnız albümler, resimler kucak kucak Menekşelerini koklarken ağladım ! Şimdi umutlarımın duasında Solmasın diye yalvarıyorum kimsesizlerin kimine ! Seni bekliyorum Günay Koçak 18. 07. 2024 |