ZAMANA MAHKÛM ANLAR
ZAMANA MAHKÛM ANLAR
Gönül telime dokunur zaman Zaman alır benden beni Ben beni ararım zamanda An be an zaman olurum, Varlığım zamana mahkûm. Gönül serencamında sürüp giden Ben, bana mahkûm zamanda. Zaman ve mekân kuşatmış beni İç içe bir zaman sarmalındayım Ben, beni arar dururum… An, dakika, saat gün, ay, yıl, asır… Cümle varlık ve yokluk mahkûm zamana Bir var bir yok bütün mahlûkat Yokluğa mahkûm kâinat zamanda Zaman aşımında kavuşur varlığa Şu fena âleminde ben de Pervane olup tamamlarım şavtımı Bambaşka bir zamana mahkûm Hiçlik deryasında bulurum kendimi Bir başka âlemde kaybolup giderim Yoktan varlığa göçen zaman tünelinde, Sahralar, engin denizler, ovaları aşarım. Oldum sandığım bir anda Faniliğimin idrakine varırım. Varlığım, yokluğa mahkûm zamanda. Ben, beni ararken bütün bir ömür Zaman girdabında tavafken dönüşlerim Yokluk kaygısıyla geçen yıllarımda, Bir başka varlığın sarmalında her şey Ben “hiç”likte var olmak sevdasındayım. Umutlarımı korkularımda arayan ben Varlık âleminde dolaştır hayallerim Bir heyula içinde unutup gider yokluğum Zaman sarmalında boğuşup duran ben, Zamanın ahrında bulurum beni. Zaman mekân her şey yalandır bize “Hiç”lik deryasında yaşarız ömrümüzü Hakikat nuruyla arındırıp ruhumuzu Ve tekbir kapısında kul köle olsak Varım yoğum Hakk’a malum… 11.12.2019 |