RÜYA
RÜYA
Tatlı bir rüya imiş gördüğüm El ele sarmaş dolaş insanlar… Bütün çehreler güleç etrafımda; Selamlaşmadan geçmiyor insanlar Esnaflar hayır dileklerde bulunuyor birbirine Komşusuna yardıma gelmiş bir kadın Tarlasında yorgun düşmüş çiftçiye Bir kâse ayran getirmiş komşusu Yoldan geçen bir yaşlıya Yardıma koşuyor bir başka yaşlı Hayranlıkla seyrediyor onları karşıdaki genç Kollarına girip hemen karşıya geçiriyor Çocuklar sokaklarda oynuyor Komşu kadın adlarıyla çağırıyor onları Pişirdiği mis kokulu kurabiyelerden Mahallenin çocuklarına kendi elleriyle yediriyor Köşe başındaki bakkal amcaları Akide şekerlerinden ikram ediyor gülen gözlerle… Yaşlı komşunun yardımına koşuyor Komşunun küçük çocuğu… Evin yanındaki dut ağacında dut yiyor Başka bir çocuk can eriklerini atıştırıp Moskof eriklerini taşlarken ağaç sahibi, Çocuğun düşeceği endişesini taşıyor… Herkes birbirini tanıyor, hal hatır soruyor Köyden kente yolu düşen köylü Tanıdık şehirlinin evinde ağırlanıp Misafirliğin tadına varıyor. Mahalleye yolu düşen yabancı, Garipliğini unutup mahalleli oluveriyor. Küsenlerin küskünlüğü, Ancak üç gün sürüyor… Herkes dost, herkes kardeş bu yerde El uzatır kim varsa düşülürse bir derde. Şimdi, bu haller neden mazide kaldı Bu hikâyeyi bilen şimdi rüyaya daldı… 20.01.2015 |