TAVLA BENİ
Yine bir temmuz sabahı
Sıcak çökmeden üzerime Kapıdan çıkıp gitmeli Ama ne mümkün... Bir sabah yelinin arkasına Saklanmış poyraz Sözde beni serinletme derdinde Usulca kulağımın arkasını okşadı N’aber dercesine... Kulak verdim sesine Derdin ne söyle bakalım Bir derdin olmasa gelmezsin yoksa... Bizimkiler seni bekliyor sahilde Kim ki onlar ? Deniz , güneş ,martı ve benim ortaklar Mevzu derin desene.... Gelsem eseceksin ensemde Gelmesem güneş bozulur Ağlatır gökyüzünü de Gidelim bari... Vardım sahile Bir sağdan bir soldan Karıştırıyor rüzgar ortalığı Güneş enselerde boza pişirme derdinde Martı gözü dikmiş Denizin tokasındaki balığa Herkes işinde gücünde... Yayıldım kumsala ki Yayılmak görsün gözün Kol bir yerde bacak bir yerde Uyurum belki dedim Uyutur mu hınzırlar... Tavla oynayalım dedi rüzgar Oynayalım da Deniz çok oyunu sulandırıyor Martı çok geveze Diliyle yeniyor beni Sen ise tam hilebazsın İstediğin zarı üfleyerek atıyorsun Güneş yenildiğinde çok kızıyor Yakıyor ortamı İyisi mi sohbet edelim Hem siz onun gibi Tavlayamazsınız ki beni.... Yapma be usta Gene mi o ? Diye sordu rüzgar O hiç eksik olmadı ki.... Çağdaş DURMAZ TEMMUZ DELİRMELERİ.... |