![]() Dili Lal Şiirler
Bir balığın son nefesi tamda verirken
Ceseti üzerine ağıtlar hazırlanmıştı bile. Gökler de yakılmıştı çıkışa hazır ağıtlar. Karanlık karanlığa çökmeden haykırmıştı, Karanlığın hükümdarlığı açacak kapılarını. Mahşerin yansımaları çöl kuraklığında. Kim anlar kim kalbin boğuk iniltilerini. Kim hissedebilir yorgan altı buz gibi terlemeleri. Kim duydu vadilerdeki ağlayan ağaçların sesini. Kim okudu okyanusların diplerinde yazılan şiirleri. Kim ağırladı bereketli bahçesinde umudu yitirenleri. Mevsimi tek olan bulutlar hep otururdu kıyıda. Zamana ve aşka yenilen hep takılı kaldı arafta. Düş girdaplarının tünellerinden çıkamayana, Bir ömür mahkumiyeti oldu kurak zamanlara. Gövdenin derinlerdeki çâresiz bir sükűtla, Makam verildi gökyüzünün kalbi beyazında. Bulut hissedilir bir parça mıdır? Kalpte atan nabız yürüyen ayaklarım mıdır. Gören gözlerim miydi yoksa sen miydin gören. Düşüm müydün yoksa uçurumdan düşüren mi. Yaşayan ben miyim yaşama set olan mı. Aşkının tutkunuydum tutuklu ettin hüzne beni. Bahçendeki rengarenk güldüm siyaha çevirdin beni. Şimdi gökte ki bir çölde zamanın esiriyim. Dîvâneyim hayatın bir köşesinde kayıbım. Hangi alemin durgun sularında intihara meyilli ruhum. Tüm varlığımla yok oldum vurgun yedim. Sensizliğin derinliklerinde artık, Ben zindanlarında yitik bir Yusuf’um. Aşka giden yollara hüzün akar yorgunum. Sızlayan kalbimle sevginin çıkmaz sokağında, Yolunu kaybetmiş mavi ufukta dili lal bir yolcuyum... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptanı |