KEŞKE
KEŞKE
Kayıptı aşk mecnundan beri çöllerde Kaf dağının ardında, gizemli dehlizlerde Okuyordu ehli aşk zaman zaman sadece şiirlerde Mahsun bakışlarınla gönülden bakmasaydın öyle keşke… Caddelerde parfüm kokusuyla boğulmuş dilberler Yüksek ökçeli topuklarla dövülürken salınmalar Renk cümbüşüne teslim olmuşken endamlar Kirpiklerinin altından süzmeseydin öyle keşke… Nedimin aşk defteri tozlanmıştı epeydir Divit hokka aşk terennümünü unutmuş gibiydi Kafiyeler redifler gönül gözünden ıraktı Aşkı derunum demeseydin ilk satırında keşke… Gündelik heveslere teslim olun aşk paramparça olmuşken Sevgi sözü ayaklara düşüp anlamsızca tekrar edilirken Utanma bakışlar hoyratlaşıp felfecir okurken Aşk damlaları yanağında süzülmeseydi keşke… Aşkın ne acısı kaldı ne hasreti Tüketti kolaycılık akşamdan sabaha bekleyişi Kalemler unuttu solgun yapraktaki renkler Postacı bıraktı yârdan gelecek kokulu nağmaleri Sensizken diyarı gurbetteyim demeseydin keşke… Kurumuş gül işaret olurdu sayfaların arasına Gül işli mendiller koku taşırdı yârdan yâra Sinede taşınırdı gümüşten kolye gizemle bağırda Gönül kapısını açık bırakmasaydın girdiğim gün keşke… Aşktan elini çekmişti maşuklar benim gibi Sahte kahkahalar sersefil etmişti hisler gibi Yitikti arayanlar için Mecnun gibi Leyla gibi Arayanda arananda benim demeseydin keşke… Bir garip aşkın sahibiyiz artık seninle Mecnundan nefes leyladan heves var ikimizde Kalem mürekkep yazmak ister sanki eski hevesle Ey sevgili daha önce çıkıp gelseydin keşke…. |