BU-HARA…Nehrin öte tarafı; seni seviyorum sabahları Ve Islak Halen Ruhuma cebelleş yapışkan dudak izleri kırsallarımda … Fistanı dantellim! Sen miydin? Yoksa Sabah Ezanına eşlik yeşeren tomurcuklarla Ahşap kapı ardında çıplağıma nefeslenen . . . - İntiharlar Kan kırmızı gelincik tarlalarında! - Yüksek minarelerden peşi sıra atılıyorken Zor zaman gazelleri Ölen koca hatunlarında iktidar iniltileri; hüzzam Anlamsızdır bu topraklarda gömülebilmek Harlanan ateşe pervane bedenler kor Poyraz fırtınalarla savrulan küller olunur iç çekişler sonrası Pençeleri çelikten kral akbabalar zafer sarhoşuyken, semalarında Horasan’ın Hatun kişiler niyetine Kuzgun taziyeleri sunulur Azazil menşeili - Çoklu halvet Şarkıları meşk edilirken Fergana göçebe çadırlarında İlk zifafa kıssası bakın şöyleymiş seyyahın! - “Nihayetinde ateş ile baruttuk Karanlığına gecenin meşale yaptık yıldızları Denizler köpürdü içimde dev dalgalı Denizler köpürdü içinde her tonu mavinin Öylesine isyankardı ki baş kaldırmış memeleri; kanlı seferler ile bastırılası Tekrar Tekrar Ve dahi Tekrar Ki O gece Alper Tunga şerefine katlettim sanki tüm güney cenahını Emevilerin Denizler ağladı içimde her çeşidiyle balıkların Denizler ağladı içinde tüm sahil boyları kan revan…” (Yıldıray Kızıltan) |
Sefillerin türküsü
Yorgun ruhlar, karanlığın gölgesinde
Aşk ve kayıp arasında çırpınır çaresizce
Dudak boyasından kalma ıslak hatırlar
Yapışır kalplere, silinmez bir iz bırakır
Dantel fistanlar, masumiyetin simgesi
Yırtılmış ve kirlenmiş
namahren karanlığın kucağında yatarlar
Sabah ezanı yankılanırken gökyüzünde,
Yeşeren tomurcuklar fısıldar hüzünlü bir şarkı.
Ahşap kapı ardında, çıplak bir ruh
Umut arar karanlığın soğuk kollarında
Kan paleti gelincik tarlaları,
Yutkunur intiharların sessiz çığlıklarını
Yüksek minarelerden dökülür aşağı
Zor zamanların gazelleri, ölülerin ağıtları
Hüzün çöker topraklara, mezar taşlarına
Harlanan ateşe pervane gibi döner bedenler
Poyraz fırtınaları savurur külleri
Kral akbabalar zafer sarhoşu atarlar yukarılarda
Horasan'ın semalarında, kuzgunların taziyeleri
Azazil'den gelen fısıltılar gibi
Fergana göçebe çadırlarında, yas şarkıları
İlk zifafın hikayesi kulaktan kulağa fısıldanır
Ateş ve barutla aydınlatılır karanlık zamanlar
Yıldızlar meşale olur, umut ışığı söner
Denizler köpürür içimizde, dalgalar vurur kıyıya,
Mavi tonları hüzünle boyanır, kan revan akar her yerde
Baş kaldıran memeler, isyan ateşi
Kanlı seferler ile bastırılır
Alper Tunga şerefine dökülür kan
Güney cenahı Emevilerin, gözyaşlarına boğulur.
Denizler ağlar içimizde
Yas tutar balıklar
Sahil boyları kan revan, dünya matemde
Karanlığın sesi yankılanır sonsuza kadar,
Sefillerin türküsü, unutulmaz bir ağıttır şimdi
güzel gönlüne selam olsun sevgili Kızıltan
en içten tebriklerimle.