Kalem arsızı
#Zaman arsız
günü geçmiş bir takvimin yaprağıdır Dile düştü artık /adı aşk / & Düştüğü zeminde ağlar başladığı yerden yakar canını vakit Yarayı kopardığın kabuktan boşluğa düşer Sızı .,. Hastadır artık /adı aşk/ .& Öylesine bir günün tamda akşamında Avuçlarımda zemheri bir düş kırığı & Bir hayal gözlerimde. Yabandır artık /adı aşk / & Bundan böyle , En güvenli limanım değildir şiirsularında kıyılar ,huzurla sıgınamadıgım Ki yazık.! Savunmasızdım. Öyle böyle değildir ahvalim sorma gitsin! Tahtın yaban , Aşın yavan, Boşadır çaban Yetimdir artık /adı aşk / & Suuuusssss! Ne bilsin el beni ? Kitapsız bir hikayede Kendini kendine bile anlatamassın. Suusssss! , söz yanıgıdır dillerin Yüreğindeki nasıra basmıştır yaban bir ayak Acıtır artık /adı aşk/ & Bıçak kemiğe dayandığın daki gibi öyle susss ! Sus kelam ile sus , beyazına leke düştü yan eyy kağıt yan artık. Kırılsın dizlerim kahrından . Ellerin vebaline tutsak kalem aşkına , Sus ellerim şiir şiir susss. Dilsizdir artık / adı aşk/ & Kefen beyazı rengim Eyy gidi ! yenik hislerim, Adı makber olan o şarkının içinde ki Hapsolmuş benligim, Kendi mihrabına ağıt yakan kerem aşkıyla susss. Namedir artık /adı aşk/ & Sevda hürmetine deldigin o dağlar da Tutuklu dimagımın başak tarlalarında Yaban otları büyürdü . İbrahim’in sanki yağmur mevsiminde Niyet ettigi suya oruçlu Güneşin gerdanında asılı Babilin gül bahceleri kurudu Kıtlıktır artık /adı aşk/ & Nidamet aşklar gün kurusu dalım da Kurşun dökmek şifasız , Mutluluk yok falımda Kar etmiyor niyazımda, avazımda Sus ile sus Sukunettir artık /adı aşk / & Yüreğim çöllerine Gözlerinden sagnaklar dökülse Bir damlası bulmaz beni Toprağına ekildigim bu derde kâretmez Abıhayat olsa ekine verdigim cansuyu Hendekler açıpta Mezopotamyadan Dökülse bağrıma Nil ! Göğsüme bir damlası düşmez derman diye zehrettiğin, Kuraklık tır artık /adı aşk/ & Dimagımın ortasında _çığlıgım asılı kaldı_ Şimdi İsa,ya benzer çarmıhta Zulümdür artık /adı aşk / &....... |
Ben insanı yaşam yolunda
Bahçeden bağdan toplanan yemek malzemesine benzetirim .aklımıza ne gelirse tuzundan suyuna kadar taki dergah misali o mutfağa girip o ocakta iyi bir ahçı elinde aşkla pişirilip gönül sofrasında Rızk olana kadar hamdır insan.
Lakin sizin açıkladığınız gibi biz bu poşet çağına fazla organik kaldık.Sosyal medyanın gerçek yüzünü kesfedene kadar aptallık tan (kendi adıma)abdal mertebesine ulaşamadık.
Kapitalizm denen meret o çarkı döndürebilmek için ruhlarımıza hiç acımadı .
ve dogdugunuz andan itibaren bir soru içinde yaşarsınız bir his bir boşluk gözümüz dağın zirvesinde dir.oraya ulaşınca herşey tamamlanacaktır sanki .bu sadece bir duygudur aslında öyle çok bastırılmıştır ki ! Varlığına inanamassınız.suretlerde ,şahıslarda değildir cevap hep o duygu yanıltır sizi .hissedersiniz lakin idrak edemessiniz çünkü hep o duygunun yanılsımasıdır bu .sinerji de diyebiliriz .hani en kral mazada bulamadiginiz bir elbiseyi hiç ummadıgınız bir tezgahta bulur ve bedeninize cuk oturur duygusu .
Orası tepe noktasıdır .yeterki o elbise yıpranmasın kiymeti bilinsin ışıldasın varsın bizim olmasın mutlaka o sahibinin üstünde daha şık duracaktır .ve biz bu güzelliği uzaktan izleyip mutlu olabiliriz.
Kıymetli boran hocam yorumlarınız şiirleriniz kadar aklımıza ruhumuza yol gösteriyor .aslında bütün sorularda cevaplarda bizdedir ,sadece duymak isteriz belki .lakin kader diye bir gerçeği de kabullenmek zorundadır insan.
Çok teşekkür ve derin saygılarımla .