değil mi.eskiden ne çok konuşurduk Martha ben sana ölmeye gelirdim her seferinde öldükçe. severdin saçlarımı saçlarımın ucundaki dalgayı öperdin kuzu gibi olurdu her ölüşüm senin kolların vardı çok köklüydü bizim bahçeye benziyordu içine yeni öyküler merdivenli şarkılar arsız. ekşi otlar düşünür seyre dalardım her seferinde ağzım açık kalır içine sen kaçardın uzun uzun hayal ederdim uzun uzun öleceğim bir günü kiraz ağaçlarına dinlenmeye gelirdi serçe kuşları ağızlarına bizi düşürürdü her biri her yerin anılarla çevriliydi sen anlatır ben sarılırdım sonra sabahlar olurdu fark etmeden sen omzuma tık tık yapar kalbimde olup olmadığına bakardın gözlerimi her açtığımda uçsuz bucaksız gülümserdin sonra sol yanağımda bir çukur olurdun oraya pamuk şekeri gizler öyle giderdin sen çok eskiydin Martha köklü bir melek. kanadında durmadan ölmeye gelirdim ölmeden yapamazdım . |
Ellerime konan kalbini beslerdim ,
avuçlarımdan öpüp uçardın sonra...
Sizi okumak iyi geliyor ,
Sevgiler Nepal...