YİTİK BİR GECENİN GÖLGESİNDE
Bir baharın tebessümüyle
Okşanmıştı baharın çocuksu yüzü. Her doğan günle birlikte Yeni umutlar saçılırdı toprağın bağrına. Gökkuşağının bütün renkleriyle Aydınlığa dururdu isli dünyalar. Artık, hiçbir çocuğun düşleri çalınmaz, Her türkü kendi ezgisiyle söylenerek Bütün yürekler iyi niyetlerini yaşamın akışına bırakacaktı. Ama gün geldi, sular tersine akmaya başladı, Bir hayalin dışına çıkamadı, bütün çabalar. Aynı sokaklara, aynı insanların Ölüm kokan yüzleri dağılır giderdi. Sönerdi ışıklar hep vakitlerinden önce, Körpecik yaşamların söndüğü gibi... Şiirler hep yarım kalmış, Romanlar hep bitime beş kala bırakılmıştı. Varlığı kendilerine yük olan insanlar, Satır aralarına gizlenmiş, Muğlak bir örtüye bürünmüşlerdi. Caddeleri mecal bırakmaz bir hüzün sarmış, Kara bulutlar dolaşır dururdu gökyüzünde. Ay, semaya kapanıp olanları umursamaz olmuştu. O gece, o şehirde bütün yarınlar, Dirhem dirhem yok olmuştu!... Süleyman ÇETİNKAYA |
saygılarımla