El Uzatmışlığımın Arasında Bir YerdeŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İçinde beyaz metinlerin olduğu düşler iliştirmiştim yastığıma o yüzden en çok sen kokuyor hayallerim büyüyorum baba yıllar kadar maharetli olmasam da içime sindire sindire çelişkilerini hayatın yolumu kaybederek anlamsızlığın haritasında büyüyorum... takıldım soluksuz kaldım oltasında kötülüğün gördüklerim gözlerimin âmâlığına şahit ıssızlığın çölüne düşen yıllarımı sağırlığa ekmemiştim oysa saçlarımı kazımamıştım yeryüzünün aydınlığında dibinde diz çökmüştüm saçılan arayışlarımın mutlu bir tacir kadardı ederim kalbinin ipekyoluna gömülü kozasında aşkın şimdi sevgiye aç nöbetlerime dargeçitlerden sızan yılanın dilinden akan zehir zaman ve düşerken yolda elimin boşta kalmışlığıyla el uzatmışlığım arasında bir yerde ortalığa saçılıverdi pandoranın kutusu ellerinde hiçlikle yüreğime demir atar korsanlar akdenizin bağrına yamalanmış kızıl bir derya olur kanar inanmışlığım elimde ekmeğim paylaşırken çocuktum daha düşlerime konan kurnazlık fıkralarında kahramanlardan tanımıştım hayatı yanılmışım oysa gerçeğin ortasında düşümsüz kaldım baba... sonra birden ayrılığı keşfettim kıtalar ayırırken içimizdeki iyiliği saçlarım mirasyediyken kokuna gemiler gitti vicdanımdan korsanlar bana kaldı baba ... dağının kuşuydum maralı ben börtüsü böceği sümbülü gülü ben kayboldum baba içine kin düşmüş bu uygarlıkta |
götürür seni sözcükler denizinin ortasına bırakır
ve kimse görmez sırtındaki hançerleri...
Sevgiyle...