HÂKİM BEYAnsızın çöktü gece, sarardı, battı güneş Vakit doldu perdeyi çek dediler hâkim bey.! Karanlık bir yerdeyim, soğuk bir zindana eş Varsa imân çerağın yak dediler hâkim bey.! Bir ömürden geriye, elde kalan bu günüm Elimden düştü kaşık, dediler; Son öğünün Can hibe edilmeden geçilmez bir yar önüm Bundan başka bir çıkış yok dediler hâkim bey.! Bezm-i ezelden geldim, maveraya giderim Üryan çıktım bu yola, üryan devam ederim... Mahkeme-i kübrâ da belli olacak yerim Kaybedene cehennem hak dediler hâkim bey.! Attığın her adımdan, aldığın her nefese Konuştuğun kelâmdan,işittiğin her sese Her lokmana sorgu var, her arzû, her hevese Heybende ne var,ne yok, dök dediler hâkim bey.! Bir köprü var cehennem üzerinde kurulmuş, Kimine kıldan ince,kimine gülzâr olmuş. Şakilerin sırtına günahları vurulmuş Yükün tüy kadar olsa, çok dediler hâkim bey.! Hesabı zor mizânda, yükü ağır gelenin Geçirirler deveyi, deliğinden iğnenin Ateşten bir pranga verdiler; Al bu senin! Ellerinle boynuna tak dediler hâkim bey.! Kalbim çıkacak gibi çırpınırken yerinden İmdad’ıma yetişen bir ses duydum derinden Ter içinde uyandım, doğrularak yerimden Namaz vakti geçiyor, kalk dediler hâkim bey.! İtiraf ediyorum, suçluyum, cürmüm kârda Nefs-i emmârenin hükmü yazılı her kararda, Hicranî’ye kesilir ceza her halükârda Kapıyı aralayıp, bak dediler hâkim bey.! Nûriye Akyol /2/1/2023 Görsel alıntıdır |