Söz Verdik Yaramıza
Ruhun içtimasın da, bilinen arzulardan
Sildik karanlıkları, söz verdik yaramıza. Çekilmez sandığımız, iştahlı sızılardan Aldık nice efkarı, köz sardık yaramıza. Aklın matematiği, seçilmiş kürelerden Her doğumun nüvesi, kodlanmış zerrelerden Sadakası verilmiş, dualı çarelerden Geldik bizde hayırla, yüz sürdük yaramıza. Geçmişten günümüze, medeniyet görülen Kutsiyetle buluşan, maneviyat örülen Haktan geldik pazara, kefenimiz verilen Bildik imtihan bize, tuz sorduk yaramıza. “Enel hak” biz; dedikte, atıldık kor ateşe Bu yolda inancımız, sevincimiz pür neşe Kanadımız Anka’dır, döneriz bizde başa Daldık şükür ilmine, tez erdik yaramıza. Hangimiz kızarmadık, nefisten bir uyağa Vuslat diyerek geldik, buse konan yanağa Gül dikeni sebepsiz, batar mı hiç ayağa Kaldık fakir hanede, yaz derdik yaramıza. Aslı yansın Kerem’e, şaşmayın yandığına Mecnun bilir Leyla’yı, kurbandır sandığına İnsan oğlu böyledir, “aşktır” inandığına Çaldık türküyü bizde, saz kırdık yaramıza. Hassasi söylese de, olana amil değil! Kahramanım dese de, adımız Şamil değil! Mihmandarım güzele, yolumda Kabil değil! Güldük “aşkın” tahtında; naz vurduk yaramıza! Hassasi Hassa (Mazinin Günlüğü) (Eski bir şiirimin yeniden düzenlemesidir) |
Kızgın çöllere düşüp her gün onu anınca
Aslı da sevdâsıyla, Kerem gibi yanınca
Ateşi sönsün diye, buz serdik yaramıza.
___ Türkmenoğlu (Şükrü Atay)
Her dörtlüğü birbirinden güzel ve anlamlı, çift ayaklı olarak harika duygularla yazılmış, muhteşem güzellikteki yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım.
Kalemine ve duygu dolu yüreğine sağlık diliyorum.
Bir dörtlükle eşlik etmek istedim izninizle.
Sonsuz selam, sevgi ve saygılarımla.
Esenlikler ve iyi akşamlar diliyorum.