HALEP VE BİR ESKİMİŞ BENAh Halep; O güzel şehir! Günaha davetkâr bedevi kızının bakışında Ay utangaç, Yıldızlar derin uykuda Ve bir büyük yangın koynunda Sokak sokak Halep yanar bir yanda Bir yanda ben… Halep! Ah o dünyanın en güzel kenti Yedi medeniyetin ve İhtiraslı aşkların başkenti Ben Hayatla bağını kesmiş ve kendisini Bir Ülküye adamış garip bir çocuk Dünya çok küçük ve Aşk dünyadan büyük büsbütün Nasıl bir iman Ve nasıl bir büyük yemin öyle Elimiz tetikte Halep te Dünyanın en güzel kenti, en büyülü aşkı; Ve dudaklarımızda Bir büyük yemin Batini zibidisi fani Hafız’ın Köpeklere verilesi diye Nusayri leşi Gez göz arpacık diye hedef bellerdik Oysa cümlesi toplaşır Beka Vadisinde kandil yakar tören yapardı… Bir Şafak vakti ezana durduğunda minareler Karanlığa bürünürdü Emevi Camii Ululuğu karanlıklar içinde kaybolur giderdi Misafirdim dünyanın en güzel kentinde Dağın yamacında yedi katır üç Eşek beklerdi Bıyıkları yeni terlemiş Viçe’li çocuk Ya Devlet başa ya kuzgun leşse derdi Bir derin iş; Viçe de ki arazide hatta Çocuk oyuncağı, Ocak, ocak fasulye ekerdi kadınlar Burada; Öbek, öbek mayın döşemiş şerefsiz muhaberat Kıdem ayağına önden gidince Kollarıma bıraktı ayaklarını Palu’lu Selo Bıyıklarım yeni terlemiş Ve Halep te aşka halvet olmuş ben , bayılmışım; Uyandığımda İnanılmaz karanlık bakan bir bedevi kızı Yaralarımı öperdi Yaralarım şaha kalkar Halep’i yakardı Halep ; ah o güzel şehir , taş taş üstünde değil Ne Sinbad Ne Alaattin, ne lambası ,mümkün değil Ki Halep o eski Halep olsun Suriye de Emevi Camiin de Namza kılmayı hayal kuranlar Geçin ,efendim geçin Siz gene ikinci oldunuz Çünkü bundan tam kırk yıl önce Viçe’li bir Ülkücü Bir Cuma sabahı Cümlenizin yerine Halep te Hüsrev’iye Camiinde cümlenizin cenaze namazını kıldı… toynak |