15
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
776
Okunma
Bu nasıl bir ağıt, nasıl bir figan
Dayanır mı yürek, bu ah-ı zâra
Derdime bir ilaç yok ki bir sagan
Bahtımın rüzgarı, esiyor kara
Dayanır mı yürek, bu ah-ı zara
Hıçkıra hıçkıra, adın anıyor
Deli yürek, için için, yanıyor
Döşüne vurdukça, yara kanıyor
Belki de sevinir, çekseler dâr’a
Dayanır mı yürek, bu ah-ı zara
Tüm sevdikleri, terk edip gitmiş
Hiç dostu kalmamış, güveni yitmiş
Çareler tükenmiş, umudu bitmiş
Niye sarılmasın, o şimdi mar’a
Dayanır mı yürek, bu ah-ı zara
Her olur olmazı, aklına takar
Belki gelir diye, yollara bakar
Aklına geldikçe, göz yaşı akar
Çaresi yoktur, kapanmaz yara
Dayanır mı yürek, bu ah-ı zara
Bir bir iniyorken, başına taşlar
Kaç defa kurudu, gözünde yaşlar
Birisi bitmeden, diğeri başlar
Teslimdir yüreği, tipiye, kar’a
Dayanır mı yürek, bu ah-ı zara
Yazılan bahtın da, en karasıdır
Bu yazı kaderin muhturasıdır
Yürek yarasıdır, dil yarasıdır
Teselli etmiyor, ne güç ne para
Dayanır mı yürek, bu ah-ı zara
Lüzumsuz bu derdin, çaresi nedir
Ataşlarda yanan, gönül, sinedir
Aşka tutsak olmuş, bir rehinedir
Kapanmış yolları, yoktur bir çara
Dayanır mı yürek, bu ah-ı zara
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILARI
AH-I ZÂR : feryat, haykırış, inleme
SAGAN : Doktor, büyük yemek tabağı
DÂR : İdam sehbası
MAR : Yılan
MUHTURA : Uyarı yazısı
ÇARA : Çare
5.0
100% (30)