ketum muskamûsıkî rüyaların iç geçmelerinde, şikayete içi burkulmuş gece değginliği, ağlayışlara avuç açmış çoğalma isteği, gizlere işlenmiş bir muska vaadı idi takaza yol yorgunluğuna duvarlar yükselirdi kösnük’ten secdeye çağırdı varlık günahını,korkular pörsümüş bitkilerin teoremiydı semavileşen, dünyayı sakaldan aşağı iki’ye bölmek toynak kirinin temize çıktığı ırmak, tapınak belleğinin sevi girdaplarında saklanırdı ruhların beşiğe çıktığı nesneler kayganlığından, yaratı sevi piramidine çıkardı ölü dillerin öğrenime geldiği gece ürpertisi, çöl sürgünü yapraklarda içtimaîliğin lal literatürü, yangı lehçesine karşıtlığın kelimeleri felç mecûsî üflemeliden varılan nefeste kaç azize esrik ti,etherde toprağa,papaver düşler ile değinilen irem;önsel tarhlarda, uykusu kundaklanmış ruhani sürüngenler ikircikli her ihtira’nın benzeştiği kum saatine tutsak anlarda, hulle giyinişli sakam kutsilikler,kıtmirin terinden hulka varıyor yeniden ..........2008.. |
tapınak belleğinin sevi girdaplarında saklanırdı
ruhların beşiğe çıktığı nesneler kayganlığından,
yaratı sevi piramidine çıkardı
bu güzel,şahne,süper şiirlerini
okumadım diye
kendime çok kızdım
çok...