38
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4085
Okunma

Zela bin yıllık bir şehirin hikayesidir ve
bir kadının, anneannemin ellerinde öpülmüştür
Zela
Naram benim
Ağzımda asılı kalan küfrüm
Gel ve
Sabahlara ayarla yüreğimi
Patavatsız uzan mısralarımın dibine
Bütün çiçeklerimi emzir
Uçarı öyküler anlat bana
Eski şehrimizden mesela
Bayram sabahlarından
Zela
Gel
Sokak gözlüm
Böyle ayrılık olmaz
Gel aşk
Gel …
Eteklerin zil çalarak
Gözlerinde kırkikindilerle gel
Ve içir beni bulutlara ki
Çiseleyeyim
Yağmuru seven çocukların
Gülücükleri üzerine
Ben ise
Bırak seni anlatayım
Kimsenin bilmediği yerlerini
Bu şehri yakıp da
Aslında bir dağ olduğunu
Öğrettiğimizi anlatayım
Bırak anlatayım
Puştluğunu kavganın
Kuşluğunu sabahın
Bırak anlatayım güzelliğini
Makyajlı bir iğrentiye
Zela büyücüm...
Zela tılsımım...
Zela...
Ceylan yürekli korkağım