Kaset No:28 - Esintiler Şehri’nde Düşüş
ben ,
iyi ki sustum diye övünürken , esintiler şehrinde ki savaş sona erdi . cümle baharı koparan düşman , tohumunu ekti şehrin kurak toprağına . şehir düştü . fısıltının hakim olacağını , boğuk mavi tonlarında ki kuş eriyik dağların üstünde dönerek ilan etti . bu bir ihanetti . ben , hevesin koynunda dövünürken , esintiler şehrinde ki telaş üzerime sindi . cümle acıyı dindiren o son kılıç darbesiyle yangım an be an alevlendi . ama ben, burada , yerle yeksan bedenimi çığlığın eline emanet ettim . kırık gözlerimden yansıyan resim , takvimin son yaprağı değil diye yeminler ettim . meğer öyle imiş . meğer boşunaymış gün saymak . ne tuhaf şimdilerde ölmeden yerin dibine konulmak . şimdi , kalıp yeni ölüşleri seyretsem ve açıp baksam yerin göğsüne , eminim ki , bu dağlardan doğma avare görürüm . şayet bileydim kuşun ihanetini , kendi esintimi kendim öldürürdüm . belki , karşı kıyı sakinlerinden öğüt dinlerim artık . belki de takvim yaprağından kopup kayıplara karışırım . bilmiyorum . bilemiyorum . bu mağlup beden ile nasıl barışırım ? kayboluş ve arayış dehlizinde , kelebek ömrüne denktir dirayetim . esintiler cephesinin mevzisinde , gün doğunca infilak eder cesedim . bu benim , filme alına yirmisekinzi kasedim. avare ardına bakmadan kaçıyor. . . münh r f a i |