Kutbu-l Veda
görmedim değil
yanağından düşen katreleri . hatta çok kez izledim taşan suyun neleri götürdüğünü . fakat bu defa başka. bir diaspora , birikiyor ökçesinde yurdumun . karıncalar, çakıl taşları ve yosun ve tuz . genzimde ince bir sızı visalin gölgesinde pusmuşuz . budanacak bir selvi kovuğundan yetişiyor göğün feneri gördün mü ? kıvranıyor esna vaktinde ulu pınar . yoksa bu vadiye küskün mü ? şiltesini söküyoruz artık sabahın kalkın , kalkın ey kuş ordusu ! bize gerek makas ve sis ve biraz da insan tortusu . bu vadi , bu ağaçlar ve yığıntı , devrilesi cüssemin üstünedir yıkıntı . bu bir felaket diyor bak dağlar . görmüyor musun ? sabahları yırtmakla aslında akşamları örmüyor musun ? söyle ey yağacak olan ! vaktin nedir ? dokunaklı şeylerin içre damlayan bir mısraa gibi daraltıyor ruhumu bu nehir . sen . sen ki , gül mevsiminde bir fırtına , anneme topladığım çiçek . ve avcumda yükselen o tıpırtı hiçbir zaman dinmeyecek . kavuşamayan iki kutbun mevsiminde , vedalar hep soğuktur . m nha if ü r |