sen gittiğinden beri uçurumunda gözlerimin ateş çiçekleri büyütüyorum…
Marissa! kayıp bir neslin son güzeli bak yine elence leylim ley çalıyor kentin bütün çay bahçelerinde sen de çok güzel söylerdin bu şarkıyı ve sen söylerken kelebekler konardı sesine
gece seslerinin şahitliğinde poseidon’un ruhu bizi kutsarken ballı incirler tadardım dudaklarından
çakır keyif sarhoşlar misali birbirine dolaşırken dillerimiz sevişmelerimizin hatırasına sana yazdığım her şiir sonrası gözyaşlarımdan bir damla daha eklerdim boynundaki safir gerdanlığa Marissa ve bilirdim ki bizi gören bütün insanlar inanırdı sevginin yüceliğine
defne kokar saçların göğüslerin limon çiçeği kulak memelerin ölümsüzlük iksiri bir nefaset nefesin sardunya serinliği taşırken ruhuma hayatımın her anında parmak omuz başlarımda tırnak izlerin dururken hala ve dudakların boynuma her dokunduğunda darboğazında kalırım deli mavi suların Marissa
ahh Marissa bu öykünün başlangıcı ille de gözlerinin koyukahvesi
akşamların turuncusu ve sihirli sözcüklerle müjdelenmiş kalemimle kalbimi yağmalayan kirpiklerine şiirler yazarken ben sen saçlarına taktığın güneşi suya indirirdin salına salına Marissa
haydi Marissa fısılda aklından geçenleri zeytin ağaçlarının kulaklarına ki bizim olsun bütün gece bütün evren ve her haliyle bizim olsun Erdek
üstümüze ölümün gölgesi düşmeden topla son kez kaz dağlarının yeşilini eteklerine savurup saçlarını Marmara’nın mavi sularına başla raksa Marissa başla ki kumsalların denize kavuştuğu yerde yeniden buluşsun gözlerim koyukahve bakışlarınla
rüyaya bu yağmur başladı Marissa aldırış etmeden ıslandığımıza neşeyle dans etmeyecek miyiz son kez seyrimize durmayacak mı? tarihin gölgesi Apostol’da ki çınar ağacı ve hasret çeken sevdalı ruhlar
son Avşa sefamız şarabın kızılında dem tutup sevişmeyecek miyiz son bir kez? dalıp Marmara’nın derinliklerine titrek mum alevleri gibi titreyen bedenlerimizle sil baştan tatmayacak mıyız? aşkla kutsanmış dokunuşları Marissa
çığlık çığlığa içimiz içimizden geçerken gelip çattı şafakların alacası düşlerden uyanmanın vaktidir şimdi Marissa ki son bulmadan tenlerimizin alış verişi son bulmadan ruhlarımızın ayini beddua etmeyecek miyiz? bizi göç yollarına düşürenlere
….. Her yıl olduğu gibi Bu yıl da geldim Marissa Hüznüme eşlik ederken Apostol’daki çınar ağacı üç parça safir bırakacağım yine her zamanki yerine ve çınarın gövdesinden geçiş ritüelimi tamamlayıp ikimizin dili ikimizin kavlince son dileğimizi tekrar edeceğim
Marissa sevgi kelebeğim isimsiz kuşlar çalıp gitse de hayallerimizi bir gün mutlaka demekten ve seni beklemekten asla ama asla vazgeçmeyeceğim
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Marissa şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Marissa şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Marissa, ne güzel bir sevgili ismi. Sadece bu ismi sayfaya yamak bile bir şiir. Bazı şairlerin özlemyoğun-duyguyoğun şiirlerini okumak çok keyif verici. Kaldı ki bizler acıdan keyif almasını bilenleriz. Şiirde özellikle masalsı ve mistik anlatı çok hoş bir tat bırakıyor okuyucuya. Bir kez yetmez birkez daha gidip dönüp şiire okunacak bir şiir. Ahmet ÖRNEK şiirleri hep A kalite ve sayfada hep özel bir renktir, hep severek okuyup takip etmişimdir. Kaleminize sağlık üstad. Selam ve saygımla
Bazı şairlerin özlemyoğun-duyguyoğun şiirlerini okumak çok keyif verici. Kaldı ki bizler acıdan keyif almasını bilenleriz.
Şiirde özellikle masalsı ve mistik anlatı çok hoş bir tat bırakıyor okuyucuya.
Bir kez yetmez birkez daha gidip dönüp şiire okunacak bir şiir.
Ahmet ÖRNEK şiirleri hep A kalite ve sayfada hep özel bir renktir, hep severek okuyup takip etmişimdir.
Kaleminize sağlık üstad.
Selam ve saygımla