İSTANBUL’DA BİR GÜZEL
İSTANBUL’DA BİR GÜZEL
Mevsim yaz, aylardan haziran, Gece olmuş gözlerde uyku, tam da dalacağım an. Bir sesi geldi hemen ayıldım, Merak, heyecan, hızla telefona sarıldım. “Trabzonlu musunuz?” diyordu gelen mesajda, O da Trabzonludur sandım, aklıma geldi ilk anda. Değilmiş Kayserili beldesi Gesi’den, Hiç yabancı değil hafızamdaki türküden. Tan ağartısı adı, evet bildiğin Seher, Bir de adı gibi, kendisi de çok güzelmiş, öyle der. Sohbetler başladı uzun ve eğlenceli, İki üç saat oluyordu, gece on ikiyi geçeli. Fotoğrafını gönderdi, gerçekten çok güzeldi, Arasan zor bulunur, ne yazık bana eldi. Gözler güzel, yüz güzel, burun dudak o kaşlar, Her gördüğümde onu, kalpte bir sancı başlar. Artık her gün, her gece hep konuşur olmuştuk, Kim bilir belki de, aranılan heyecanı bulmuştuk. Çok sevdiği bir köpeği vardı, adını böpü koymuş, Hayatındaki en değerli şeyi de artık oymuş. Gönderdi böpücüğün video, fotoğrafını, Evet çok sevimli ama istemem, diliyorum affını. Böpümü sev diyordu, bak ne kadar da tatlı, Eğer seversen, çık gel İstanbul’a beyaz atlı. Köpekleri çok sevip, kediden korkuyordu, Bu korkunun nedeni, çocukluktan geliyordu. Anlattıkları bazen tuhafıma gidiyordu, Ben farklıyım, biraz da çılgınım diyordu. Yaşamış hayatında, merak ettiği şeyleri, İlginç ilginç olaylar, konular ve yerleri. Bana büyük ısrarla, köpeğini sevmemi istiyor, Köpekli eve girmem, bunu henüz bilmiyor. İstanbul’a gelip, misafirim ol diyor, Her gece ısrarla, bunu dile getiriyor. Sonra birden kayboldu, tıpkı geldiği gibi, Hoş olmasına rağmen, sanki biraz asabi. Döndü birkaç ay sonra, yine öyle aniden, Aynı heyecan sardı, anlayamadım neden. Konuştuk ve sözleştik, kuymak ısmarlayacak, Ben de ona, Trabzon peştamalı bulacak. Ama bu sefer ki kalışı, ilkinden kısa oldu, Bir şiir de gönderdi, sitem etti kayboldu. İstanbul’a gidince aramaktı amacım, Ve bu gerçekleşmişti ve dinmişti kalp sancım. Aradım çok şaşırdı, arasaymışım önden, Çokta uygun değildi, ama koştu gönülden. İlk karşılaşmamız, meydan merdivenleri, Sarıldık kucaklaştık, kalbimde meltem esintileri. Fotoğraflardaki o güzellik o bakış, Yüreğimin ta içine işlemekte nakış nakış. Oturduk bir kafede, içtik sıcacık çayları, Ama hava çok soğuk, kışın donduran ayları. Sonra Beşiktaş iskelesi, geçeceğiz karşıya, Kalabalık çok fazla, eller tutuştu, saklıya saklıya. Sarmaş dolaş oturduk, vapurda bir koltuğa, Sonra dedik çıkalım, alışmıştık soğuğa. Başına getirdiğim peştamalı sarmıştı, Baktım baktım doymadım, ne de çok yakışmıştı. Sarılarak vapurun bankına oturmuştuk, Martılar eşlik etti, çokta mutlu olmuştuk. Son durak Kadıköy’dü, indik duran vapurdan, Bir çay içelim dedik, donuyoruz soğuktan. Deniz kenarında oturduk bir kafede, O sigaralar içti, üç beş sıcak çay ve ben de. Kalkalım artık dedi, bekliyor arkadaşlar, O önümde yürürken, sağ eline bakışlar. Çaktırmadan uzattı, elimi tutmak için, Ama ben tutamadım, bilemem neden ve niçin. Sarılarak ayrıldık, bekledim görüşürüz, Yine derin sessizlik, anılar bölüşürüz. Ben önemli günlerde hep mesaj atıyordum, Cevap gelmiş mi diye heyecanla bakıyordum. Geçti uzun bir zaman, babam rahmetli oldu, Bu acı üzerine arayıp beni buldu. Üzüntüsünü belirtip, telkinlerde bulundu, Ne zaman istersen ara, konuşalım diyordu. Aradım telefonu, açtım ve “kimsin” dedi, Numaramı silmişti, Allah’ım bu da neydi. Çok derinden üzüldüm, kalbimde yaralandı, Dedim ki yazdıkları, söyledikleri yalandı. Yine kaybolup gitti, hiçte yadırgamadım, Alışmıştım bunlara, buda beklenen adım. Uzun bir süre geçti ve yine çıktı geldi, Anlayamadım acaba ne idi ki derdi. Nişanlanmıştım dedi, numaran ondan yoktu, Bana anlatacakları, anlattıklarından da çoktu. Türlü anlaşmazlıklar ve sebepler belirdi, Çekilmez biri imiş, nişana da son verdi. Onun asıl amacı, tabi ki de evlenmek, O kadar kolay mı ki, bu kararı tez vermek. Sonra yine kayboluş, hiç yadırgamaz olmuştum, Beynimin içerisinde birçok sorular bulmuştum. Acabalarla geçen belli bir zaman sonra, Geldi yine dünyama, aylarca süren bir ara. Öyle şeyler söyledi, öyle yorumlar yaptı, Beni de çukurların en derinine attı. Diyor bana evlenip, hemen çocuk yapalım, Üç ay sonra ayrılıp, yolumuza bakalım. Çok tuhaf geldi bana, çokça da sinirlendim, Bu nasıl bir düşünce, az daha delilendim. Diyor ben hiçte sevmem, Trabzon’un ağzını, Trabzon kültürünü ve bir de insanını. Bu söylemler ve tavır beynimi kemiriyor, Acabalar zihnimde çokça da yer ediyor. Öyle şeyler söyledi, şu anda unuttuğum, Ya acılar verirse, diye diye korktuğum. Bu korku hali beni karasız kılıyordu, O ise bana sürekli evlenelim diyordu. Arkadaşları ile evlilik teklifleri, Annemden beni direk istemeleri. Hani erkek ister sevdiğini, geleneksel olanı, Olsun bu da güzeldi, hiç unutmam o anı. Biraz tuhaf gelse de, hoşuma gidiyordu, Hadi al artık beni, demesi yetiyordu. Hemen planlar yapıp, yüzük bile seçmişti, Gönderdi fotoğrafı, hafızama geçmişti. Yazışmalar devamlı evliliğe çıkıyor, Benim tereddütlerim beynimi kemiriyor. Biliyorum böyle güzel çıkmaz daha karşıma, Ah bu gelenler nedir şu zavallı başıma. Başka biri olsaydı, direk vururdu tekmeyi, Bunca zaman bekleyip, bir de nazı çekmeyi. Bendeki tutarsızlıklar sabrını tüketmişti, Anladı ki bu olay, hiç umut vermemişti. Yine aynı son oldu ve yine uzaklaştı, Benim kararsızlıklarım artık çizmeyi aştı. Hep aklımda duruyor her fırsatta bir mesaj, Kalbimden geçenler kısa kısa her pasaj. Yılbaşı, bayram, kadınlar, sevgililer günü, Hep aklıma getirir yaşanılan o dünü. Aylardan mayıs ayı bir de Ramazan, Ankara’ya gelmişti, sevinçten uçtuğum an. Hemen koştum buluştum, yedinci cadde mekân, Kafede karşılaştık, o an dorukta heyecan. Yürümeye başladık, yaşadığım tüm yerler, Ne anılarım vardı, hayatımdan kareler. Deneme Lisesine yakınca bir duvarda, Tontonca bir teyze oturmakta orada. Biz de gittik oturduk ve başladık sohbete, Teyzede dâhil oldu, o koyu muhabbete. Söylemlerden birisi, “bu beni almıyor”du, Teyze, “kız çok güzel alsana onu” diyordu. Nereden bileceksin teyzenin kim olduğunu, Söyleyince şaşırdık, bir siyasetçi imiş oğlu. Bir kafede oturduk vakit akşam olmakta, Aklı bana iftarda, yemek ısmarlamakta. Her zamanki gibi ani bir karar verdi, Arkadaşlarım beni bekliyor dedi. Bir şeyde diyemedim ve götürdüm o yere, İkinci buluşmamızda kısa sürdü bir kere. Ama dedi, yazın köyüne geleceğim, Ben şaka yaptı sandım, nereden bileceğim. Dediğini de yaptı, arkadaşlarıyla geldi, Çokta mutlu olmuştum sanki ömre bedeldi. Annem, kardeşlerim bir de yeğenimle tanıştı, Ortam çok güzel oldu hemen canlar kaynaştı. Sohbetler gülüşmeler bütün köyü sarmıştı, Tüm bu yaşanılanlar, ondan hatıra kalmıştı. Türlü türlü düşünceler, zaman gelip geçiyor, Kararsızlıklar ve acabalar beynimi kemiriyor. Gidip görmek istedim yaşadığı o yerde, Ve kararımı verdim, misafiri oldum hem de. İçimde bir heyecan onu gördüğüm zaman, Sanki dünyalar benim oluyordu işte o an. Saatler ilerledi yudum yudum kadehler, Dudaklar yangın yeri insanın içi geçer. Yaşanan her dakika sanki cennetten köşe, Dokunuşlar, buseler yanan tenlerde neşe. O da uzun sürmedi, alışmıştım aslında, İçimde bir heyecan düşünceler başımda. Davranışlar bir garip, söylemler desen öyle, Artık ayrılma vakti, neden korkuyor böyle. Vedalaştık ayrıldık, tuhaf tuhaf söylemler, Yine uzaklaşıp ve kaybolup gitmeler. Değersizleştirmişim onu kırmışım meğer, Asla öyle bir şey olamaz, o dünyalara değer. Ben neler hayal ettim o bana neler söyledi neler, Kültürler ayrı ve dünyalar, bir araya gelememeler. Düşüncelere daldım Allah’ım ne edeyim, Beyninde attığı düğümleri, bilmem nasıl çözeyim. Bana kesin tavırlı, anladım her şey bitti, Engellendim her yerden, iletişimimde gitti. Sadece bir kanaldan mesaj ulaşıyordu, Okuyordu ama bir selam bile yazmıyordu. Cevap verdi birinde yine sorgulamalar, Üç beş cümleden sonra tekrar kayıp olmalar. Ramazan bayramında, bir mesaj daha attım, Bayramın üçüncü günü, cevabın heyecanını tattım. Yine aynı şey oldu kesti yazışmaları, Bana işkence sanki o sessiz kalışları. En sonunda her yerden engellemişti beni, Acı ile fark ettim, bir başkasınındı teni. Artık o hayallerde, anılarda kalmıştı, Gülen güzel yüzüyle, beni benden almıştı. Mutluluk dilemekten başka, ne gelir elden, Unutmadım onu, unutmayacağım, bilemem neden. Hami TURAN 15-08-2022 ANKARA |