KARA YERŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir gün gelir, bir mezarın karşısında durursan
Ya canın gitmiştir elden, bir tabut içindesin Veya ziyarete geldin, derin bir hüzündesin İyi düşün, ibretle bak, bu topraktan mezara Ya nurdan bir saray olur, ya bir çukur kapkara... Yolum düştü bugün bir kabristana Toprağa karışmış bedenler gördüm. Kimi imanını satmış şeytana Kimisinde yatan erenler gördüm. Otağını kurmuş cennet bağına Huriler oturmuş sağ ve soluna Neler bahşeylemiş Rabb’im kuluna Sualsiz cennete girenler gördüm. Bir avuç toprağı aldım elime Meğer ait imiş genç bir geline Beyazlar düşmemiş saçın teline Muratları yarım kalanlar gördüm. Yeter ki bir defa görmeyi versin Hoşuna gideni yiyordu nefsin Dedim, neden böyle feryat edersin Eyvah! Kendim ettim diyenler gördüm. Diyordun ki ye iç, eğlen, gez ve yat Ölmeden dünyanın keyfini çıkart Hani bu dünyada yok idi hayat Günahı sırtında yananlar gördüm. Nice zalimleri yemiş topraklar Diken olup bitmiş asık suratlar Kimi mezarlarda yeşermiş otlar Kabirde büyüyen fidanlar gördüm Son durağın mezar, son bineğin sal Düşünsen dizin de kalır mı mecâl Ey günahkar nefsim gör ve ibret al Gül yüzleri yiyen yılanlar gördüm. Belki de sendedir ecel sırası Hazır mı cebinde bilet parası? İnecek var, o son durak burası Kapısında hesap soranlar gördüm. Yeni getirilmiş yorgun bir yolcu Karşısında iki sual sorucu Sınavı kaybetmiş sebep kul borcu Başına topuzla vuranlar gördüm. Ölüm çok yakındır sanma ırak’ta Ya evinde gelir, yahut sokakta Belki son lokması durur tabakta ölümden habersiz ölenler gördüm Dedim, akşam oldu eve gideyim Günahkarım hemen tövbe edeyim Bir kabir içinde, kara yerdeyim Eyvah geç kalmışım, ne çabuk öldüm... Nûriye Akyol Görsel alıntıdır. |
Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık üstadem beğenerek okudum güzel şiirinizi Saygı ve selamlarımla