1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
130
Okunma

Duymadın mı şu içimde kopan kıyameti?
Ağlamak mıdır derdin en büyük alameti?
Sessiz sedasız göçtüğüme bakma yâr benim,
Gözüm kuru diye yâdımı yakma yâr benim.
Nice deryalara kafa tuttum içerimden,
Her gece gözyaşımı su diye içerim ben.
Yine de üzüntümü gülüşlere sakladım,
Mutluluğu senin gözlerinden arakladım.
Hüzünden uzak bir şehir diledim ebedi,
Yüce Mevla’m o gül yüzünü nasip eyledi.
Oturur, konaklarım kaşlarının altında,
Nice çiçekler toplarım gözkapaklarında.
Ömür boyu gezerim sokağında çehrenin,
Düşüyorken sarılsam, tutar mı kirpiklerin?
Umutsuzluk yakama yapışmışken “git” deme,
Fırtınalı deryalarda söz geçmez nefsime.
O dingin denizler, sığınacak engin liman,
Yalnız senin dizinin dibindeymiş el-eman.
Görmedin mi, içimde kopan binlercesi var?
Bu dünya gaddar, bu dünya sensin; soğuk ve dar...
5.0
100% (5)