Efsuni yaralar...
Dillerin kıyametinden düş/tüm
Senin esirgâhına Sükuttan öte yer aramıyorum kendime Sana lâlken Bezirgâhımda Kimse kimsenin içini bilemez ki Zaten efsuni yaralarla Şairden yana gıybeti varken Sonu hüsran bir asra and içilmişken Meçhulken siması secdede Bulutlar ölümü anarken yüreklerinde Ayrılık bir mavinin ayaklarında üşüyen Mevsimsiz satırlar uçurumu Soğuyan güneşler bir gözyaşıdır rahmetiyle Yeni bir şemse uyumak için yolunda... Bir sılaya gurbetken düşler Işıklar karanlıklarla çelişirken Gözler aydınlıkta ölümle bir ruh gibi Ben ölmüşsem sen yaşıyorsan İkimizde yaşamıyor muyuz? Gezgin imgeler... |