ÇAKIL TAŞLARIbir duvar sarmaşığının ıslaklığı istikrarlılığı üzerimde hayat örümcek ağlarını örerken boynuma tırmanıp duruyorum ulaşılmazlara uzayıp gidiyorum yollarca eksile- eksile kuzey rüzgârlarının öfkeli homurtusu evcil kuşların çatı konserlerini yıpratırken zamanın enteresan oyunlarına takılan ruhumda yılgınlık eğrisi çoğala- çoğala yüreğimin çöl kokan odalarının depresif gölgeleri paslı tel örgülerle örülmüş damarlarımın baygın akışı farkında mısınız göz göre göre kan kaybediyor aşk ölümlerde- ölümlerde yalnızlık ve suskunluğun şişkin göbeğine çakıla çakıla tükeniyor sefil ömrüm duygularım zamanın acımasız gaddarlığında zamanın aceleci sadağında zehirli okların hedefi zavallı kalbim daha ne kadar vurulacak daha ne kadar yerlere serileceksin ve dilimin kör olası akrep ağrısı /sustum işte aklımın baş belası kaktüs dikeni /sildim işte her şeyi her anıyı her özlemi çaput bezlerle bağladım gözlerimi param param parçaladım ezilen yüreğimi küstürdüm dilimi kanaya- kanaya soldurdum kalbimin güneşini ölü renk kırıntılarını saça saça gidiyorum hiçliğin bilinmezliğine savurta savurta ardımdaysa düşe kalka yürüdüğüm göçkün ömrümün biriken yosunlaşmış çakıl taşları ah! ayşe uçar 26042024 01:05 |