Sus DurağıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Tamamlanan suslar....
Sus durağında Şiir kırıklarıyla K’an’(a)dım seni Hatırasızlıkla Mühürlenmiş dudaktan Şiir olup Boşluğa aktı Can Canımın içindeki Ansızlığım Benim silemediğim Senin hiç bilmediğin H’içim kanım Kirpiklerime onca ağırlığıyla çöktü Aklımda gezen İsimsiz Cisimsiz Çağla yeşili hayaller Düşsüz mağrur bakışlarıma Ve Sonsuz sonralarca Gece fısıldadı . . . Susu Uyuyu İçindeki yar diye coşan Bana yabancı Bana yalancı Beni anımsatan Bana benzemeyen El’alemlerini Uyutu Biraz acı Biraz kahve telvesi Biraz kesif bir boşlukta burkulup Yenilirdim Yalnız Büzgülü uykulara Kıvılcımı tutuşmadan sönmüş yüreğim Olmazına Koşamamaktan yorgundu Birde Erip koklayamacağı Arasında Uzun uzun göz süzemeyeceği Bulutlarda ekili çiçekleri vardı Sen rengiyle boyalı ruhumun Dur olup bağlıydı sensizlik Ötesinde Berisinde Güz boylarında Bihaber sevmekden Özrüm sanaydı Affet Kırılmalarım kendime İçime b’akıttığım gözlerimin Dilime dökemediği Tuz kokan kesikliğinde Ölüme y’aralıydı Beniz ve ruh Ve Sadece Sessizce Kimsesizce Senden bihaberce Sana Avuçlarına değmiş toprakla örtünmeden Dilemim Buz kesip ölüyordu Bir sus dur’ağında Şiir boylarında Sen hiç görmeden . . . Bilmeden |
dile gelmesinden korkulan her ne varsa kanıyor, kanıyor ama bir türlü söze gelemiyordu.
oysa içinde fokur fokur kaynayan bir cehennem azabının külleri vardı.
öfkeli bir koronun esiri olmuştu.
kelimeler gırtlağı sıkıyor,
cümlelerse bir bir tıkanıyordu.
sesler içindeki uçurumdan yuvarlanıp gidiyordu.
sesler bir boşlukta boşluğuyla boğuşup duruyordu.
renginden azat edilmişti susmak.
en karanlık zindanların bile üstünü örtüp gizliyordu.
ne dayanılmaz bir güçtü bu.
ruh bir girdabın içinde ölümün dişlisine yarasını sunuyordu.
ne çetin bir yargıydı bu..
''bir sus dur’ağında
şiir boylarında'' içsel bir yağmur altında kendi sessizliğiyle
kendisini çağrıştırıyor şiir.
o gün büsbütün hüzündü. hiç yaşamamış günler gibi ışıksızdı.
ne tuhaf değil mi?..
hava güneşli mi güneşliydi ama
buz gibi soğuktu her şey..
göğsünüzden akıp giden göçün serinliğini kimseye duyuramıyordunuz.
''suskunluğun derin sularında yaptığımız bu yolculukta,
sessizliğin sadece bir eksiklik değil, aynı zamanda güçlü bir ifade aracı olduğunu keşfettik''
şairin iç dünyasına kısa bir yolculuk yaptık.
suskunluğun bilgeliğini keşfettik
duygularının en saf haliyle konuştuğunu duyduk.
eyvallah sevgili beyhude.