GÜZELLER GÜZELİ
Bu sabah güneşi saçlarından topladım gözlerime,
Yürek penceresinin perdesi yoktu Düşünce tabağına serpilen gülüşünle, Umutlarımı besliyordum. Düşlerin sandalyesine oturdum; Kimsesiz bir sahili varlığınla süsleyişini, Tenine vuran denizin dalgalarını, Beyaz köpüklerle oynarken çığlık çığlığa çılgınlığını, Zamanın rengi karadan pembeye dönüşmüştü. Güzeller güzeli diye haykırdım seni yüreğime Sen tarifsizdin ve seyrine doyum yoktu. Kışın sis bulutları dağılırken bedenimden, Güneş misali yüzün gökyüzünü süsledi, Baharın her tonu vardı yanaklarında. Gamzelerini sevinç gözyaşlarımla besliyordum. Düşlerin sandalyesine oturdum; Papatyalar arasında yuvarlanışını, Rüzgar da savrulan gelincik yapraklarıyla oynayışını, Kelebek misali kır çiçeklerine süzülüşünü, Zamanın mevsimi kıştan bahara dönüşmüştü. Güzeller güzeli diye haykırdım seni yüreğime Sen tarifsizdin ve seyrine doyum yoktu. Ela gözlerinden serpilmişti yıldızlar Gökyüzünün lacivert koridorlarına. Bir dilim kavun, birkaç yeşil erik ve rakıyla Akşam demlenirken geçmişin acı dolu yollarında Kapanmaz sanılan yaralar sarılıyordu sohbetin revirinde.. Düşlerin sandalyesine oturdum; Can kırıklarıyla yükselen alevleri söndürüşünü, Sevgi saygı ve güven kavramlarının bedeninde tekrar dirilişini, Vefasızların ayaklarına kapanıp yalvarışını, Zamanın gözleri geçmişten geleceğe dönüşmüştü. Güzelleri güzeli diye haykırdım seni yüreğime, Sen tarifsizdin ve seyrine doyum yoktu. İzzettin AKYAPI |