Ihlamur...kalbimi naftalinleyip çektim gözlerimin nemli perdelerini külünü savuramadığım an’a bastım yüzüm tuzunu ilikleyemediğim yakanı gerdanıma iliştiriyorum şimdi sorma, sorma neden... cevabı olmayan ıhlamur kokusu işte.. sindi yine sineme sindi az biraz yoruldum sana çıkan yolların çelimsiz, cılız sekmelerinden vardıkça gölgende kaybolmaktan yoruldum inan yoruldum, yoruldum belki diyorum belki, koşsam, koşsam düşer miyim kim bilir ..belki de “belki”lere takılır bırakırım elzem kokunu ruhumu ezen dallarıma Ihlamur ağacı diyorum senden sonra kekremsi acılar sürüyor genzime "canım acıyor, acıyor canım” demişti, sahibini yitirmiş o mağrur gözlerim boğma, boğma artık imgesel düşlerinle beni Ihlamur kokusunda gitmiştin, gitmiştin ardın sıra kokusunda ıhlamurun şimdi payıma düşen bu gecede kokuna sarılıyorum geceye üşüyen, titreyen gözlerim soluksuz, gözlerim ki az biraz yaşamak feri sorgusuzum çokça sualsiz hiç bir heceye iliştiremiyorum düşlerimi kirpiğimde asılı bir bulut ha döktü ha dökecek içini korkuyorum kıyılarıma vuran dalgalardan bulandırıyor zihnimi çekiyor beni girdabına ve sen, ıhlamur kokusuna hapsettiğin gün beni yüreğimin yağmurlarını özlem kokan sayfalarımda mühürledim ve hüznüme lal olmuş dilim susmayı öğrendiği an işte o zaman, her şey olabilir, olabilir çok şey adı prangalarında yaşa(ma)mak olan köklerimin esini, nefesini bırakmak gibi... ~°~ ~°~ ~°~ |
Eder ki vurgu olsun
Eder ki anlam oysun
Eder ki bir kelimeye
Bin ah
Bir milyon vah
Bir trilyon anlam ilişip yapışsın
O şiir bu şiirdi
O kelimelerde buradaydı
O beklenen
O düşlenenin olmayacağı yerde büyüyüp çığ gibi düşen
Okuduk yazdık şimdi
Ne oldu
Ne öldü kalan kelimelerden başka
Hiç dedim
Öldüm yine seninle...💚💚💚💚