Ey Şehr-i İstanbul
Ey Şehr-i İstanbul
Şimdi letâfetini tasvirleyen bir şiir yazayım desem, kelâmlarımın eli ayağına dolanır lâl olur güher-nisâr kalem, Daha ilk mısranın kollarında can verir cemâli solgun her hecem. Ey Şehr-i İstanbul Gerdanında ışıldayan zümrütler hazine mi sanıyor kendilerini, Gözlerinin sularında çırılçıplak uzanan Mehlikâ’ya kim demiş güzellik abidesi, Bilmezler mi Mihrîşâh’dır senin adın Fatih’in yegâne gözdesi... Ey Şehr-i İstanbul O yıldızlı bakışların dilhûn eyler durur yüreğimi, Galata kulesinin o soğuk dudaklarından düşen prangalı dizelerimi. Ey Şehr-i İstanbul Âşıkların çok imiş sevdamı sana nasıl arzedeyim, Nâr-ı firkât, gözlerine bakamadığım her gün gözlerime miller çektikçe ölmekteyim, Sine-i püryân oldum dem-be-dem mürg-i bâl-şikesteyim, Özlemin düştükçe gönlüme güz rengine dönen mevsimlerimi sana nasıl anlatayım bilemedim. Ey Şehr-i İstanbul Avâreyim asudeyim bedmestim, Visâlimin sadrında yorgun bir bedeviyim, Yersiz yurtsuz evsizim yol bilmezim, Keşke bir kez hayt-ı vuslât-ında gönüllü mahkumun olurum diyebilseydim, Bir kez gözbebeklerine beşik olup tatlı bir uykunun içinde seni düşleyebilseydim... |
Avâreyim asudeyim bedmestim,
Visâlimin sadrında yorgun bir bedeviyim,
Yersiz yurtsuz evsizim yol bilmezim,
Keşke bir kez hayt-ı vuslât-ında gönüllü mahkumun olurum diyebilseydim,
Bir kez gözbebeklerine beşik olup tatlı bir uykunun içinde seni düşleyebilseydim...
Yüreğine sağlık efendim var olun şimdiden hayırlı bereketli Ramazanlar diler sağlıcakla kalın