Ünzile/انزیله...
Bardağın ışığında karanlık bir fûcur
Vaveyla miktarınca bir akl ile Yoğrulmuşum sanki Kendimi bilmezem Ter döken sözcükler nice mart(ı)lara gebeyken Kundak bağlamış hecelere Zariftir ağlama anam Zahidken düşler bir zana Kafiyeli hasretlerle üşüme Kaderi bozuk bir amana çul eylemişim Kendimi bilmezem Ruhumu sükut buhranıyla kul eylemişim Kederli bir kalbe ziyaf bir ışık ağır gelir Bilirim Kaç sobalıyım Kaç buz parçacığı Taş bağırlı bir sihrin kucağında Mor bir leyla(k)a vurgun Aşk kudretinde bir sırdan muaf Affetmek gizli bir yasakken Kuvvet (b)eşiktir sallanır Ayın kristalimsi renginde Genzi yanık bir suda hu hu ünzilem lâ dilimde Kaç zemberi zümrüt gibi Bar ı grânım Deminde kaç kûsur alfabe dizilir Türkülerle anmak seni ünzile. İmtihan gibi Yeşil bir gıptayla Mum aktinde hüsndür suratında Murad edilmiş bir kağıda aşk yazılır mı şimdi anam Üşüyen bir ayrılık Ölüm olmasa bile Seni bana özletir mi? Ayağın hâla nasırlı mıdır? Tepsinde hurmalar eski midir? Gözlerimin renginde misin? Beni de al cennetine ünzile . Acı s/övgülerde bir mizan. Soğuk bir diyardayım Yalnızlık küçük bir çukurda çizgi midir ölüme.. Sela/m d/okunuyor ünzile Birazdan birazdan diyorum.. Günenç bir virane her yanım Aklım şaşıyor Alevler üstüme yangınlar kül eylemişim Bugün de sana gelmedim Unutulmuş bir maşuk Huzurda ağlarken ayağımın dibinde Ben sana aşık Ben sen de aşk Çözülmek muradken güllerde çatık bir koku b/akar bana ünzile Uçakların üstümden geçerken Bir yaram var ama diyorum Bir dilsize soru sorulur mu? Bir dilsize sükutu bozulur mu? Yan her güne layık olmasan da Kalk ayıbını kır Bir rüzgara dalgası sorulmaz Her denizin gemisi liman bağlamaz Çünkü ermiş fukaralığından ağlar .... Güneş bohçalarını topladı anam Gün namaz vaktidir senin içûn Benim de rüzgarlı gemide sallanışı seyrumun seni... Gezgin imgeler.... |