0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
996
Okunma
N E R D E ?
Doksan yaşına kadar bir tek hap yutmayan,
Aksakallı cimcik morluğuyla seven asırlık dedeler,
Bacalıkta kor ateşini demir maşa ile karıştıran,
Kamburlaşmış beli seksenlik takma dişi bile olmayan nineler,
Gün güne veda ederken;
Köy kahvesinde bir bir masaları boş kalan
Sohbet üstatları,
Köşe başı gölgelikte oturan
Yüz hatları boğum boğum olmuş,
Kimsin, kimlerdensin tabiriyle görmeye çalışan,
İhtiyar ama genç ruhlu ihtiyar delikanlılar,
Günlerce deterjan yerine kül,
Giysileri paramparça edecek kadar tokuç vuran güç,
Odun ateşini nefesini harap edercesine üfleyen,
Çamaşırhane mahkûmu olan cılız analar,
Dumanı tüten,
Ellerinde ekmekle,
Sıcak bakışlar eriten
El hünerli kadınlar
Elleri dostça sıkılan
Gözleri uykuya dalan
O saçları toprakta savrulup duran
Korkmadan sevgimi
Düşüncelerimi hiç korkmadan teslim ettiklerim nerde?
Sevgi saygı hizmetkârlarının
Kaybolan mezar taşlarına
Kanayan gözyaşlarım nerde?
Dağları mesken tutmuş, dağ hayvanları ile dost olmuş
Karın tokluğuna çalışan,
davar çobanı ırgat Osmanlar..
Aylarca harman yerinde at, eşekle düven süren,
Nice aşkların imgelendiği
Çarçabuk beslenen mani mimarları,
Çay dem toplantılarında
Milli birlik beraberlik temellerinin atıldığı,
Çelik bedenli
Misak-i milli ruhlu köy meclisi efendileri,
İki üç eşli ama madden ve manevin mutlu,
Baba yiğit yaşam sarhoşu ana ve babalar,
Bir karış toprağı için
Darağacında sallanmayı yeğleyen,
Anıtları dikilecek
Herkese şeffaflık diye aile babaları,
Talim terbiyeli işlemeli bayrağı,
Geleceklere bırakıp göçüp gitmişler,
Üzerlerinde koskoca ağaçları yeşertmişler,
Onlar tek kişilik odada sonsuz uykuya dalmışlar,
Şimdi onlar...
Bir daha nerde sorusunun bulunmadığı yerde,
Suçlu ve suçsuzun gittiği
Mecburi bir hapishane de!
2000
(DEMYANLİ) İBRAHİM ÖZDEMİR
Ne yapsam ne etsem de yaşam sonu bir hiçtir,
Sayısız pırıltıda şahlansam ölüm taçtır,
Cam vazoyuz yaşamın elinde hassas durur,
Nefsini yuvarla güd, hakka varmak sonuçtur.