Hasretim...Düşlerimin libası eskidi sevgili sarmıyor, saramıyor artık geceler koynuna.. ve ellerim kınası söküldü, döküldü sevgili ellerim yırtığında kapılar, kapılar ki açılırken zihnim odalarına naftalin kokuyor, dokuyor gün dünü, dün hasretini ilk damlası değil miydin sahi sen destursuz gözlerimin değil miydin ilk kelimesi sahi, sahi sen fütursuz harflerimin şimdi, dövüyorken dalgalar eteklerimi her yudum tuz neminde taneleniyorken kum, kum tenine hasretim kıyısızca hasret bin vuslat, fersah boyu dönmeyişine inadına, inadına hasretken sana kasvetli odaların kapısı oldu gölgelerim ve zihnim.., yokluyor, solukluyorken kalbimde ki dünyayı tepe taklak düşüyorsun yine sen, sen yine payıma ve elimin tersiyle siliyorken göz yaşlarını hayatın bir anlam bırakıyorum başı boş bir anlam içimdeki uçurumlaşan boşluğa kesiyorum ayaklarımı, ayaklarım ki, adımlarıma yüklenen, yüzüklenen canlı cenaze hasretim ecelime susamış gibi yudumsanarak bir, bir seni kim bilir ölüm kadar huzurlu bir kurtuluştun belki, belki de ölmek kadar yaşamaktın içimde, yaşamak kadar ölmek sevgili... ~°~ ~°~ ~°~ |
Sevgi ile sevgilinin özlem ile vuslatın
iç içe harmanlandığı kendine özü
anlatımıyla özgün dizeler... hele
final hamlesiyle mat ettiniz şahımı
ustasınız selam kısa kelam vesselam
27/2024
kim bilir ölüm kadar huzurlu bir kurtuluştun belki, belki de
ölmek kadar yaşamaktın içimde, yaşamak kadar ölmek sevgili...