DÜNYA YA BİR ISLIK BIRAKTIM
Sevda çeşmesinden bir yudum alıp
Rüzgârın atına bineceğim bilirim aşk beni geçer ben hep arkasından gideceğim gözlerim yaş olup baharda güller açsın selsebil hayatıma kınayanlar varsa ibretle baksın yarına kalmaz figan içinde dolar taşar hislerim Dünya ya bir ıslık bıraktım Yolculuğum sırasında , Acıyı elleriyle, tutuşturan gurbetçiydim burda ben Zakkum ağacında sürgün de de yaşadım Rüzgârın atına binip savrulduğumda da oldu yeryüzü sevdanın yüzü olana dek kavgalar elbet , olacak gün batımların da acılar misafir kalacak karanlıkları, kırıp özüne düşecek cemreler tutun yaralanmasın sevdalar Sevgi şiirlerinin toplandığı kitaplara bırakın sarın bütün acıları, yüzlerinde ki duyguları da kimseler olmadığından, düşük yapmış sevdalar yuvasını, arar durur, kınalı karlar Her KIŞ, gurbet sancısı çeker, toprağa gömülmüş acıların sessizliğini dinleyerek ince kabukları soyulur dünyanın papatya sarısı saçlarını, savurur yapraklar ""(Olgun meyvelere hasret çocuklar ") çobanlar kavalında ninniler söyler uyur kuzular anasının göbeğinde dağ keçileri, keşfe çıkmak için bekleye dursun Rüzgâr sevdası için kavgaya tutuşsun mevsimler Gebe kalsın yarınlara yarınlar ebesi kurt olan ülkü doğursun her Ülkü Hu der Hu "Secdeye kapanıp yeniden doğmak vardı " lakin zulüm var zulüm ! sevdayı dahil edemem bu savaşa Hakkını yiyemem haksızlığın bu sevda ki doğmak için gün bekler acılar içinde bir göz ağlıyorsa sevemem nefsim için sevdayı sevgim bende kalsın elbet bir gün buluşuruz "Ğöğsümdeki yara kurşun yarası değil Sevda şiirimin hikâyesi bıçakladı yüreğimi " Ayşe Caniberk gümüş kalpler |
Selam ve dua ile
Mustafaoğlu İlyas tarafından 19.2.2024 22:32:20 zamanında düzenlenmiştir.