KETUM BİR YALNIZLIK
Bir derdim var içi ferman dolu
aşkın katline şahit ararım derdimi açıp içini döksem dağınık hayatımı nasıl toplarım Bu gece ömrümün son demi olsun Susmak istiyorum hiç savaşmadan, kendimden kayıp vermeden Yuvaydım kapıları cilalı , penceresi soğuk almayan dalları , göğe uzanan yüreğinde her gün çiçekler açan kimsesizler kampın da telvesi olmayan kahveye döndüm kokusuz , tatsız, tuzsuz, şekersiz kaşık kaşık döküldüm içimden içirdim içimdeki saf duyguları şimdi saflık bedenden uzak sanki ketum bir yalnızlığa göç ettim bugün kalabalık bir şehirdi, sevdiklerim kendimi bulacak yol bulamıyordum mevsimler değiştirdim hayatımdan Haziran gibi yakıp kavurdum kendimi günlerim heybeme sığmıyor artık nefesim yetmiyor, umutlarıma can vermeye tükendim! bir zamanlar bir hevestim bir hücrenin içinde yaşayan yüzümde , acılar yama gibi duran hiç geçmeyecek , izler bıraktım ömrüme Tarih sayfalarını benim için çevirdiğin de bulutlara sitem etmesin kimse yağmur vaktini benim için bekleyin bir aşkın kucağında sessiz bir ölüm düşlüyorum ben her gün şiirin tokadını yiyerek uyurum parmaklarımın sütünü emerek büyürüm açın sayfalardan bir mezar ismimin hayatını gömün içine genç yaşta öldü desinler ketum bir yalnızlık senfonisi dinliyorum Ruhumu rahatsız etmeyin Ayşe Caniberk Gümüş kalpler |
Yuvaydım
kapıları cilalı ,
penceresi soğuk almayan
dalları , göğe uzanan
yüreğinde her gün çiçekler açan
...
tebrikler şairim