yıl dönümü ( Maraşı deprem)Bu bir çığlık Bu yeni bir enkaz Yapraksız dallarda Kanatsız kuş sesleri Kaç ceset saydın sen Söylesene İtfaiyeci kardeş Yüz altmışıncı saat Hayaller hipotermi Ceylin bebek Mahsune anne Mahsunluk ve masumluk Yemin ederim en zor iş yine meleklerin Klasik olsa da O kadar güzel ki Sesimi duyan var mı? Usandık Hem de utandık Eee eeee e bebek Makamlı masallardan Birisi anne dilimizce bir ninni söylese Biz, hem de tüm çocuklar kendi adımıza Keyfimizce bir uyku uysak olmaz mı? Doğru söyle başçavuşum Gözyaşlarına sebep Defterine kaydettiğin mefta sayısı mı? Siz ve siz Ben ve de biz Çocuktum ben Hiç düşünmedin mi? göçük altında kalan ben Senin o hayırsız ellerin Benim geleceğimi kirletir Farkında değil misin üşüdüğümün Sen kapüşonumu başımdan sıyırınca Günahlarından kurtulacağını mı sanırsın Gül yaprağında bülbül izi Âlemin şavkı yanık acı kokusu Göçük altındayım çelimsiz sesimle Size kalsın evkafı Asaf’ca mimli sözleriniz Komşu diye kapı çalanım duyuyorsan beni Son bir kez annemin sesini getirsene kulaklarıma * Hoş geldin yardıma Çinli çan çun li çekik göz kardeş Yemin ederim sen anadan doğma müselmansın billahi!... Ölmek ve özlemek Derdini söylesen siyaset Çocukları saf saf diz karşına Gereği bu gerçeği makamı riyaset Uçakların gümüş kanatlı zatı şahanem Sakın ha sakın bakınma etrafına Başına ummadığın bir taş düşünce Akutum!! Mahruki Nasuh aykırı Kılıç elinde vur aykırı düşünenin kellesini Kızılayım ak çuhalı tecavüzcülerin elinde Konuşsam sisyaset! sussam… diyor bir şair arkadaş Ve bir yazı.. bir şair kardeşim anlatmış şairliğin önemini Bazen o kadar güzel ki pışpış uykusunda bir bebek olabilmek Hem gözü yaşlı hem gönlü yaslı umkeci hemşirem bir soru sorsam sana Kucağındaki güneş yüzlü çocuk mu? Yoksa buraya gelirken arkanda bıraktığına bebeğin mi? Çanakkale Aziziye tabyası Zileli hasanın mektubu Kalecikli Gani dayının ahı Duy sesimi Antepli şahin beyim Sütçü imamın memleketi yerle bir Yıkımla yılgınlık ve yüreğimizde utanç Duyuyor musunuz sesimizi Seyit onbaşım Hep dua etsek de biz size, affedin siz bizi ne olur Sahip çıkamadık o mavi gözlü devinizin mirasına Haritası yok acının Hem kılığı kıyafeti de yok İnsanlığımdan utanmasam Bana değmeyen bin yıl diyeceğim Ama diyemiyorum çünkü ben ötekiyim Asırlardır bana bize o kadar çok değdi ki o yılanlar Gözlerimden döktüğüm yaşlara mana vermeyenler utansın O kadar dolu O kadarda çaresizim Hayatımda etmeyeceğim sözcükler çıkıyor dilimden Parmaklarındaki yüzüklerle sofralarındaki simitlerle Kesik bağırsaklarının dokusunun hesabını bizden çıkarıyor birileri Ve bizi sustukça birileri gemiciklerini yüzdürüyor bizim suskumuzda Ve o birlerinin hamaset dolu sözcükleri bir gece ansızın… Kıbrıs çıkarması ve o günlerin yadigârı bir şarkı Biz sana gelemedik bir gece ansızın ama Sen bize yardım elini uzattın Yunanlı kardeş Hoş geldin çat kapı gözyaşımı silmeye Asmamın omçaları çiçeğe durmuş Kim yoklaya kim saklaya derdini derdi nenem Bunca yazıp çizmenin ardından bir ütopik milliyetçilik yapmak çok yakışırdı ama Yapamıcam yapıp da darbe şairi olmucam af edersiniz Dün Taipenli bir ekip bir kızımızı annesinin kucağına teslim etti Dilini ilini memleketini bilmediğim bir müzisyene uydum döktüm içimi Yeminle yârin sabaha Sabri abim okşayacak beni Ama ben yeni farkına vardım Susma sustukça sözcüğünün ne anlama geldiğinin Bir bilsem Bin bilmesem de Keşke her dilde her insan Anlayabilseydi hiçbir şey olmadan İnsan olabilseydim sözcüğünün anlamını… italik ] |
göçenlerin mekanı cennet olsun
kalanların Allah yardımcısı olsun
çok zor çok acı
hala perişan bir durum var
duyarlı yüreğine sağlık
güzel insan...