son celsehani hayat anlatmıştır ya her gelen gideni aratır diye kışın bitişine ne kadar üzüldüysen baharın gelişine de o kadardır sevincin o yüzdendir gidenin hatırasından vazgeçmediğin aklındaki öyküyü yazmak geçer bazen içinden ilk paragrafın ilk harfleri aşkın ilk halleri gibi dökülür hecelere ömrü az olurmuş ya güzelliklerin kalemin kurşun oluşundan mıdır nedir az sonra ağırlaşmaya başlarmış kelimelerin umut diye uyandığın sabahlar gri bir resmin renk ortağı olmuştur kıble bildiğin bir noktadadır yine gözlerin menekşe mevsimiyle müjdelense de hayallerin geçmişini unutup yarını düşünmeye yetmeyecektir zaman yalnızlığından ve kavgalı lokmaların zulmünden kaçmak için sessizce terk edersin kahvaltı masasını ezberin bozulsa da kulaklarında bir piyano ezgisi camdaki yağmur damlalarıyla yarenlik edersin bezginliğe kuruludur saatlerin uykuların dipsiz kuyu hastane koridorludur düşlerin kalp atışların huzur diye çırpınsa da ruhun aynı acıyı doğurur her şafak vakti görülmüştür son celse onaylanmıştır yalnızlığın yasaları sebep o dur ki yaşamanın güzelliğine sevdalanıp kimseleri kimsecikleri koyamazsın senden gidenin yerine ve bir şiirin mısraları dökülür dilinden ‘’hep yarım kalacaksın’’ yarım kalacaksın hep… |
bir yaşamın ana hatlarını okudum
şairin değerli kalemine hüzün bulaştırarak...
ve sanki aynı şiirin yazanlarından olarak
yorgunluk yürekte hep baki usta.
eyvallah.