KIRILSIN SAPANKendisi benzer aslında koca bir “y” ye O vakit oyuncak gibiydi hep ellerimizde Ne de kolaydı yapımı, varsa bir bıçak Adı o harfe benzer daldan hemen olacak. İki paralel üst uca serum lastiği Sapasağlam bağlanırdı onun ipliği Ve mermisi onun küçük bir taştı Onu atacak yuvaysa ufacık deri. İşte ellerde bir sapan haydi atışa Hedef bul kendine hemen gözle nişanla Geriver içinde taşla lastiği sertçe Bırakıver gider gör ki nasıl bir hızla. Ve böylece başladı bizde de merak İyi kötü elimizde sapanımız var Şimdi korku yoktur bizde sen şu işe bak Cebe doldur mühimmatı sakla sapanı Büyükler görmesin aman, çünkü o yasak. Ve o gün gelmişti erkenden piknik telaşı Kahvaltı sonrasında bahçe idman alanı Çokça ağaç vardı saysam dile işkence Nasıl konardı onlara saka ve serçe. Atış yapacağız diye baktığım ağaç Doluverdi serçelerle oyunsa ihtiyaç Hedef gözetmeden gerdim serum lastiği Bırakıverdim elimden meşin deriyi Ve onca kuş ürpertiyle kaçışıverdi Ve fakat birisi neden yere düşendi O zaman anladım bunu, düşen serçeydi Koştum hızlıca ağaca, kaçamadı kuş Sersemlemişti belli ki içimse bir hoş Nasıl da üzüldüm sorma, elim kırılsın O andaki benden sanki koptu bir şeyler Geriye alsam zamanı diye düşündüm Af dilemek istemiştim kabusla eğer. Nihayetinde o serçe kıpırdanmıştı Yeniden hayata dönmüş bana bakmıştı Çekinerek aldım elime, sevip okşadım Ölmemesi bana dersti o an anladım. Kanatları sapasağlam, uçmaya hazır Beni de bekliyor minibüs zaman daralır Herkes bindi biner derken, boşaldı elim Uçuverdi yeniden serçe, mutlu değilim. Evet ölmedi bu seferlik kuş, yara almıştı Ona açtığım yaraysa bana bir darlıktı Ne denli söylendi ise kulak asmadık Bedelini yürekte elbet acıyla yaşadık Her oyuncak dediğimiz masum değilmiş Sapan denen alet aslen bir silâh imiş. Aradan yıllar geçse de çıkmadı aklımdan Eğlenceli görünen şeylere temkinli bakarım Umarım o serçe kuşu affeder beni Yoksa vicdanımla rahat nasıl yaşarım. Oğuzhan KÜLTE |