SAMANYOLU...Sıradanlığın kat izinde yaşamaktı Sözcüklerden ırak iklimde Miyop gerçeklerin izinde Saklı hayaller Kutsanası bir yüreğin tevazu yüklü göğünde Saklı o hayallerin, Derdest edilmiş kimliğinden ayrı gayrı sevgi dolu mealin Reddi güç kabulü güç Verilen hükmünde Hayatın, Şairin elinde dev/asa bir asa misali Asi yüreğin kalemle olan rövanşında Hangi sözcükse ufkun gerçeği Bir ışıldak misali yanan göğün Fermanı Şairin kulak tırmalayan feryadı Ve işte yarık bir yer dilimi Dünyanın vebali boynuna göğün Kubbesinde fısıltılar seken sonsuzluğun İzini sürdüğü kadar Şairin endamı Kalemin figanı Delip geçen karanlığı Her aydınlık gün Her aydın sure Her zan her sıfat dökülen heybesinden kelamın İzini sürmekle eş değer Gizin tonu Varlığın sonu Konulası bir rakım iken İlahi Sarnıcın çağrısı Elbet aşkın idam fermanı Kalem her suskuya büründüğünde Yoktan var edene kavuşulası bir mizaç Bir miat Belki de miladı ömrün Mihenk taşı hüznün Kanıksanası bir coğrafya misali Uzakların yakın, Yakının uzak kılındığı o hengâme Tutuşan feri yalnızlığın Tükenen nefesi mevsimin Elbet sıra dışılığın vuku bulduğu: Ah, o gaipten gelen ilhamla Eşleşen ruhun yorgunluğu Asılı kaldığı kadar ufka Bir umudun her zerresinden dökülen Feri Fendi Neferi iklimin Salkım saçak varlığından Alabildiğine uzak yalnızlığın neşrinde Doğan gün gibi Ümit gibi Bir kapkaç misali Kalemin ansızın dirildiği Dingin bir ruha duyulan o özlem Elbet kayıtsız bir mealde kaybetmenin tesiri Hayatın ikamesi göz ucunda gezinen bir kuş gibi Sekerken yüreği şairin Sarkan bir bulut gibi Hicazı ve hicabı Finalinde ömrün Adeta bir Anka Doğumun sesi gönlün Feraha kavuşacağı bir minvalmişçesine Cenk etti mi de yürek Cihanla bir cihat Hatta bir cıngıl Tutamağı kalmasa da yüreğin Hayata damgasını vurduğu bir sihir gibi Tininde sevginin Açan çiçeklerin feryadını tek duyan iken Tanrı Ve şair Adeta kucaklaşan yer gök Kundaklanan yürek Elbet erişimi nerede ise imkânsız bir mutluluğun İzinde telaşına yenik düşerken Sevginin fermanına imza atan kalemin Seyrüseferinde nazenin sözcüklerden İnşa edilesi bir cenneti sunarken Huda Şairin ayaklarına serili Simli ve sihirli bir yol Bir nizam misali Sere serpe uzandığı o Samanyolu Bahşedildiği kadar şiirin bedeninde Saklı bir ışıldak misali Kararan gözlerine sunulan Aydınlığın da korunda öten nakşeden Yıldızın hikmeti Sadece ve sadece şaire sunulan Bir hizmetmişçesine kalemin cenk ettiği O hüsranda kavuşmakla eş değer huzurun minvali |
Gizem dolu
Gece yağdı
Gündüz kaçtı
Elele yarın gece
Sırlar biraz beri gele
Başım döndü Samanyolu
Yok mu bunun önü sonu
Müthiş bir yazı.
Çok tedailer.
Çok saygımla Üstadım.