Gece
Zaman eriyor
Gevşeyen buzlar gibi çatırdıyor Eriyor düşlerimi ören sıcak ipek Umut pusuda, ruhumu kesiyor Kendimle aramda katı bir çizgi çiziliyor Sınırları fesh ediyorum Kendime koşuyorum Geleceğe yol açan zamana doğru Ve sırtımda yaşanmış yarım yüzyılın anıları Kendimi özlüyorum Yüzüme işlenmiş ,gamı,kederi ve sevinci Arafın içinde arıyorum kendimi Bir kentin uzayan gölgelerinden öfkeyle kişneyip Parçalamak istedim Cennetin ve cehennemin kapılarını Herşey ıssız fakat duyuyorum uykudan çığlığını uygarlığın Ne şafak ama! Manifestosu yazılıyor deliliğin Elimde Nobel konuşmamın sayfaları uçuşuyor Kudüs’e ve Roma’ya doğru Derinliğimi eşiyorum Sert ve sonsuz bir yol Sonra elimde bir kesik Dudağımda bir deli kahkaha Ne şafak ama! Ölümden önce söylenen sözcüklere yer yok Gidenler ve kalanlar geceye selama durmuş Ölüyor içimdeki korkak savaşçı İlktir mertliği yazılmış gecemin Merhamete yer yok Ne kendime ne de sizlere Kurşuna dizilen bir çürüme Uykularımdan çalarak yazdığım şiirler gibi herşey yalın Berrak Yaşamak gibi Ve bu gece birlikteyiz Bu büyük fırtınada |
Ne zamana uyabildim ne de kendimi zamana sevdirebildim.
Ah o eski günler ne güzeldi diye diye geçecek bu ömürler herhalde.
Kalemine ve yüreğine sağlık değerli şairim...
Selam ve saygılarımla...