ATATÜRK ÇOCUKLARI (27)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Suudi krallığı “Türk bayrağı ve İstiklal Marşı” dışında Atatürk, cumhuriyet, 100. yıl pankart, döviz, üzerinde Atatürk fotoğrafı bulunan tişörtlerine izin verilemeyeceğini duyurdu. Hatta Suudi yetkililerin soyunma odalarındaki forma dışı pankart ve tişörtlere el koyduğu söylendi.
Atatürkçülüğü tartışılmayacak kulüpler Galatasaray ve Fenerbahçe camiaları “Sahaya çıkmayız” haykırışında ısrar etti. Sonra da bazı önemli (!) isimler devreye girdi. Ama Atatürk kırmızı çizgi bizim ülkede. İşin kötüsü bu maçı petro-dolar ve marka değeri için Suudi Arabistan’a alanlar, finalin başlamasına dakikalar kala hâlâ otelde “Ne yapsak?” diye tartışıyorlardı. Yani markamız Suudi inadına takıldı. Aslında yapılacak belliydi Suudi Arabistan fikrine karşı duran Galatasaray ve Fenerbahçe’yi dinleyecekti TFF. Ne oldu dedik ya? Aslında iyi de oldu Suudi inadına boyun eğmedik.“ ( 30 Aralık. 2023 Cumartesi günü Sayın Arif KIZILYALIN’ın Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınladığı CUMHURİYETLE SORUNLARI VAR adlı köşe yazısının sonundan alıntıdır. Yazının tamamını lütfen okuyunuz.) „Yeni bir yıla giriyoruz,(*) Biz ama, Cumhuriyetimizin 100.cü yılında, koskocaman bir Saudi Arap Kırallı’nı ve içimizdeki işbirlikçi hanedanını yendik ve yeni yıla böylece zaferle girdik. “Nasıl olur da Sultan Mahvettin’in hükmettiği bir yılda, böyle bir zafer kazanır?” sorusuna cevap, I.nci Kurtuluş Savaşı’mızda nasıl verildiyse, verildi şimdide, bak! 2023 yılının son 2 günü ülkemde iki Spor kulübü mandacılığa boyun eğmeyerek ve Bağımsızlık Ülküsü’nü spor çimende ayaklar altında ezdirmeyerek, onurlu Atatürk Çocukları olarak, onun Bağımsızlık, Laiklik ve Cumhuriyet ilkesine sım-sıkı sadık kalarak; Feodal, kadın düşmanı, dinci ve petrol zengini bir ülkeye; “Koyduğun kurallarla beni oynatamasın!” dedi ve Atatrk’ün izinde olduğunu gösterdi; „Hele bu dönem gitsin, (*) Yana yatık/içeri dizeler geçen yılın son günlerinde yazdığım BARIŞA ÖZGÜ (27) ve (28) şiirlerime aittir. Lütfen her ikisinide okuyunuz. |
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! (1927)