ATATÜRK ÇOCUKLARI (26)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Kamuoyu gündemine ilk olarak Veryansın TV’nin getirdiği “teğmenler olayı” önce sessizce geçiştirilmek istendi. Ancak Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in deyişiyle “yakasına takması gereken fotoğrafı” takmayan teğmenle, onu uyaran ve kapısına Atatürk posteri asan teğmenler hakkında aynı suçlamanın yapılarak soruşturma açılması üzerine olay büyüdü.
… Komutanlarını aşarak teğmenin odasının kapısına Atatürk resmi yapıştıran teğmenleri disiplinsizlik olarak değerlendirmek ve askeri hiyerarşiyi çiğnemekle suçlamalara katılmak mümkün değil. Üstlerine bildirdiği halde komutanlar gereğini yerine getirmiyorlarsa ne yapacaklar? O zaman ebedi Başkomutan’ın emirlerine göre hareket edecekler. Neydi ebedi Başkomutan’ın emri? “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.... Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır.”( Sayın yazar Miyase İlknur’un 23 aralık Cumartesi günü Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde yayınladığı EMİR EBEDİ BAŞKOMUTANDAN yazısının baş ve son paragrafıdır. Yazının tümünü okumanızı öneririm)
“İğnem yoktu!” diyen Teğmen’den,
noterden kopyası tastikli iki üniversite diploması olan, cuntayı bile eniştesinden duyan Cumhurbaşkanı’ndan daha da değerli biriyim ben! İğnesiz teğmene ceza vereceğine; Onu uyaranları, -yani yakasında ve kalbinde seni taşıyanları- “Disiplinsizlik” ile suçlayan askerlerinden biri de asla olamam ben! Satmam yurdumun “bir karış toprağını bile” yabancılara göz-göre-göre, yapmam Arap ve Rus’ları kat karşılığı vatandaş, sığınmacıları “bize sığındığı için” yurttaş! FETÖ’ya ilkin “Terörist” diyen, sonra tarikatlarda örgütlenmelerini görmemezlikten gelen biri de değilim ben! “Filistin’liye kaç, İsraill’ye tut!”, -hangisini yargıladığını unutup- haksıza gemilerle silah ve yiyecek gönderen iki yüzlü ve tükürüğünü yalayan bir insan da asla olamam Ata’m! İlkin sana “İnek” diyecek,(*) sonra Anıtkabir’ine gelerek seni övecek kadar da küçülemem ben. Gurur duyarım haksıza karşı eğilmeden dik duran omurgamdan; Ne iğnesiz ve omurgasızlara uyarım, ne tarikatlere ödün veririm, nede imamlarını okullarda görevlendiririm. Yalnızca onun devrimlerinin yolunda giden Laik ve Atatürkçü biriyim ben. (*) Cumhurbaşkanı Erdoğan 1993 yılında Refah Partisi Isparta İl Kongresi’nde trafik kazasında vefat eden Abdülhamid Ytücel’i anma töreninde ve aynı yılda Rize’de Refah Partisi adına yaptığı bir mitingde Atatürk’e “ÖLÜ İNEK” demiştir. |