DİLLERİNE TUTULDUM
Gözümü hiç kırpmadan, adına destan yazdım
Ürkek tavırlarınla, hallerine tutuldum Bilmem kaçıncı kere, yazıp çizip de bozdum Beni alıp götüren, yollarına tutuldum. Eğer demem gerekse, sevgim dağlardan yüce Pak alnında kaderim, zikrimde hece hece Kim dedi ki sevdalar, çözülmeyen bilmece Işık saçan yüzünle, ellerine vuruldum. Lale sümbüller açan, bahçende dolaşsaydım Islak duygularımla, kokuna bulaşsaydım Cümle âleme ayan, vuslata ulaşsaydım Aşkın diken olsa da, güllerine tululdum. Sıla derdi gurbetin, acısı biberidir Lal olsan da hayatın, silinmez kaderidir Alıcısı olmayan, çekilmez kederidir Nazarlık libasının, allarına tutuldum. Zühre ile Tahir’i hatırladım bir anda En güzel anıları, parçaladım zamanda Yüreğimde tutuşan, yangın oldun canımda Nadide sözlerinle, dillerine tutuldum. Aslen Yörük beyiyim, Ege’nin efesiyim Muhabbet meclisinde, bülbülün kafesiyim Telli sazda inleyen, âşıkların sesiyim Dilinle özdeşleşen, ballarına tutuldum. Ben derdimi anlattım, anlar isen anlarsın Tekme tokat girişip, sonlar isen sonlarsın Taşlara söylemedim, dinler isen dinlersin Günün -ayın -haftanla, yıllarına tutuldum. Necati aşk doldurdu, sevdalığın tasına Ayrılığın feryadı, ses vermedi yasına Kurtulayım diyorken, düştüm derdin hasına İmdadıma yetişen, dallarına tutuldum. Necati OCAKCI 19.12.2023 ANTALYA |