Masal şiir
zamanın aktığı kuyudan
su çekiyordu ellerin Ellerin ki çektikçe ağırlaşan Güneşi elekle tutan adamdı Soyut alemlerin en akıllısı Dün Ormana gidelim demiştin Dünden önce de gitmiştik seninle Orda bir mavi panjurlu evimiz, Yakınlarında yeşil gözlü göl, içimdeki yangına rağmen ben dondurmuştum onu Üzerinde buz pateni dansları yapardık Bir gün bir yavru kedi bulup getirmiştim iri cepli hırkamda Adını sen koy demiştin Feyz olmuştu adı Sevdikçe Feyz alırız demiştik Feyz şömine önünde keyifle bizi izlerdi Çokca dansa kalkıp, kadehler tokuşturduk Geceleri hep yağmur yağardı Bazen de ben istiyorum diye Kar atardı gökyüzün Sen çok sevilmeye Az özlenmeye değerdin Az özlesem mektup yaz derdin Bir mektubunda bana : rengarenk elbiseler aldığından bahsediyordun Sen o yeşil koltukta kahveni yudumlarken Ben karşında tek tek giyecektim hepsini Tüm şımarıklığımla dizine oturup ; "Bunu beğenmedim, şunu beğendim ; Bana şunları da alsana" diyecektim. Alır mıydın sahi, alırdın demi? Sıradan bir gündü Kahvaltıyı hazırladın ve beni öperek uyandırmıştın Bir çatal sana bir çatal bana Kahvaltıyı da bitirmiştim kucağında Sonra sen yavaşça kalcama vurup "kahveler de senden " demiştin Eşitsizlikler olsa da razı olup kahve yapmaya inmiştim mutfaga Kahveyi ocağa koyduğumda bir ses ki Kulaklarım kendi kendine büründü Zaman kuyusundaki kova düşmüş yere Kovaladıkça dökülmüş günler aylar Bellekte kalan belki 1 kaç yıl O gün evden koşarak uzaklaştın O ormanın icinde seni aradım günlerce Bulduğumda tek bir ağaca takılı kalmıştın "Sevgilim" diyordun ağaca Sarılıyordun, üstelik öpüyordun da ; kuru kabuklu kollarını! Ve her bir dalına dolamıştın rengarenk kurdaleler ipler Kim bilir hangi düşlerin ipini Kim bilir, kim bilir? Gördüklerim karşısında dehşete düşmüştüm Ağlayarak evin yolunu tuttum Neden orda sana seslenmedim ki Neden orda bir ağaçta seni bıraktım ki Eve geldiğimde kahve taşmıştı ama nasıl olmuşsa ocak sönmemiş yangın evi sarmıştı O elbiseler yanmış O mektuplar da yanmış İçimin sızısı ; Feyz de o yangında ölmüştü. Ağlarken yine o sesi duydu kulaklarım Zamanın kovası yine yaptı yapacağını O sesle sen tekrar bana geldin Beni hatırlıyordu gözlerin Beni tanıyordu bakışların Ellerin arasına alıp yüzümü ; "Burda ne oldu? " "evimizi kim yaktı ?Diyordun. Yangın külleri arasında Yarısı yanmış ; elbiseler Mektuplar Kalemler Gramofon Ve yarısı yanmış kedi kuyruğu... Oracıkta diz çöküp uzun uzun ağladın Bir müddet sonra ayağa hışımla kalkıp " Bu ormanı yakacağım" diye haykırdın Seni durdurmak ne güçtü Kararlıydın yakacaktın ormanı Ama sonunda güç olsa da Vazgeçmiştin bu işten de; Tek 1 ağacı gösterdiğimde... Zaman kovasını tekrar tekrar daldırdı Bu su artık çok bulandı. |
Mektup yazdım acele
al eline hecele
mektup benim vekilimdir
koy koynuna gecele