PITIRCIK
PITIRCIK
Duydum yine katığına ayrılık, düşlerine beni katmışsın. Elini kavrayacak elimi, başını yaslayacak göğsümü özlemişsin. Ah Pıtırcık, ah! Mihrine yazıldığımı bilmez misin? Çaresizlik içinde çığlık çığlığa sustuğumu görmez misin? N’olur dert etme. İkimiz de aynı kültürün kurbanları değil miyiz? Mavi diye bildiğimiz umutlarımızı ve kaderlerimizi ilkel töreler tayin ederken, boyun eğmekten başka var mı bir çaremiz? Olur da isyan eder, umutlarımızın peşinden koşarak kaderlerimizi değiştirmek isteriz, işte o an celladımız olur törelerimiz! Bilirim hicran ateşiyle yanar durursun. İnan benim de, canım acıyor! Aslında acıyan canım da değil. Ruhumun derinliği, yüreğimin nüvesine oturttuğum Pıtırcığın yanmasına yanıyorum! O benim can dediğimdir, varlığıyla can bulduğumdur, herseyimdir! Sakın nasıl olur ben, senden daha çok sen olabilirim diye sorma? Çünkü bunu anlatabilmem mümkün değil! Çünkü nedenini ben de bilemiyorum. Çünkü daha önce hiç böylesine sevmemiş, aynı zamanda da, böylesine canım acımamıştı! Oturup da böylesine yavaş yavaş tükenişimi seyretmemiştim! Ta ki seni tanıyana kadar, ta ki canın acıyana kadar! İnsan sevdiklerinden uzaklaştığında, ayrıldığında özler ya, ben seni yanımdayken bile çok özlüyorum. Sen daha önce böyle bir duygu yaşadın mı, senin de beni özlediğin oldu mu bilmiyorum? Öyle ki, yanında, yakınında olduğumda bile hep özledim seni! Ayrı kaldığımız zamanlarda, özlemlerimi linç eden, canıma, kasteden bir cani gibi! Mahremimi ele geçiren bir sapkın gibi vurup vurup yaralıyor beni! Duysam başının ağrıdığını, felaketim olur! Kirpiğine nem düştüğünü hissetsem, yüreğime kan yağar! Kırılır umuda uçan kanatlarım! Mavi suları kurur göçmen kuşların! Eksilir doğadan doğal kahkahalarım! Ve ben, annesini kaybetmiş ve yaşamdan umudunu kesmiş bir çocuk gibi öksüz kalırım! Bilirsin bir atasözümüzde; “Öksüz kuzudan koç olmaz” derler. Ne kadar yerinde ve de güzel bir sözdür. Tek derdin öksüz bırakmaksa beni, ya da ruhumu okşamak için, olmadığın zamanlarda öylesine; “iyiyim” diyorsan, çok üzülürüm haberin olsun! Nasılsa, öksüz kuzudan koç olmaz. Rabbim hiç vermesin. Ola ki bir gün ayrılmak ister, vedasız gidersin benden, Tanrı’ya mektuplar yazdım bilesin. Tanrım; "al ömrümü, yama Pıtırcığımın ömrüne!" Yeter ki, acı çektirme ona. Ya da, onu bağışla benim öksüzlüğüme. Alarak bedenimi at cehennemine! Yeter ki ayrılığı düşürme yüreğime… Efkan ÖTGÜN |