SENDEN SONRA
kısa metrajlı bir aşk öyküsünü yazacağım sana
bulutların sesini öperek yıldızları(n) avuçlarına bırakacağım bilmem;ulaşır mı sana? ilkin gece kendi karanlğında gizleyecek deniz kendi kokusunda martılar kanatların da gizleyecek bilirim;sana ulaşmadan sözcükler kendi kefenin de çürüyecekler senden sonra geceler üşüyor kucağımda yalnızlığım sensizliğin hayali ayrılık düşlerini çiziyorum gecenin duyargalarına alık bir son baharın esintisi ayrılık çanlarını çalıyor hislerime dökülen kuru yapraklara yazdığım yazılar sen olmadan zulamda kalacaklar senden tek isteğim benden sonra soğuk bir gece de bir kar tanesini al avuçlarına bahara kadar sakla altı köşesine altı sevgi sözcüğünü yaz içinde aşk olmasın bu gece |
Hafızamı çok zorluyorum ama hatırlamıyorum… Ne mulu olduğum bir anı ne de sevildiğimi hissettiğim bir duyguyu. Hafızamda sadece bana neden sorusunu sorduran tek bir yaşanmışlık vardı. Bu bir hastalıkmıydı, yoksa bir takıntımı? Beynimi kemiren bu soruyu sadece hafızamın bana sunduğu bir yaşanmışlıkla cevaplamak olanaksız hale gelmişti. Hayallerim vardı, inandıklarım… “Bana güven” işte en büyük hayal kırıklığım ve ardı arkası kesilmeyen kırgınlıklar… Oysaki yalnız değildim bu konuda. Etrafımdaki herkesin yüreğinde kırık dökükler vardı. Aramızdaki tek fark, herşeye ilaç olan zaman herkesin yıkıntılarını silip süpürmüş, beni nedenimle bir ömür boyu başbaşa bırakmıştı, şairi şiirler bile susturamazken senden sonra ne olabilirki kutlarım ali şevket şiirini, ben farkı seviyorum:)