Z O Z A N
zamanın bir yerinde sen vardın
durup izliyordum yürüyüşünü zozan... kızılrengi,sedef yeşilli kırık bir horoskop’tan çarçıranın anıları yanıyordu gözlerinden adını "yitirilmiş deniz" koymuştuk seninle o kentin...muhabbat’ın savaşların dili,yüreğimi kanatıyor şimdi ufkun parçalanan haritasında esrik rivayetler okuyorum depreşiyor yüreğimdeki yel uğultusu ilerleyen bir şehir yangını çileli bir halkın yüreğini yakıyor gözlerinden zozan... zozan.. güneş ülkesinin asi kızı gerilla mevzisine bırakırken nefesini farısi ırmakların kıyıları pusu tapınağı kurmuştu titrek,acemi bakışlarında ihanetin dalgın ayak sesleri som ışıkta parlayan saçlarına inerken zamanın en küçük ayrıntısında bile yüreğimi kamaştırıyor adın bu bahar,bu yaz yaşlı ırmakların suları adını fısıldayacak zozan.. sigara yaprağı gibi eriyen nehir kıyıları ölülerin isimlerini dağların bilincinden tanrılara sunacak yüreğinin üstünden,ses veren doğu rüzgarları esecek gökte ölü yıldızların mezarları bir bakireyi kutsayacak yıllar önce bir gösteri yürüyüşünde buluşmanın anısı o günden bugüne sensiz zamanlar ağlıyor avuçlarımda zozan... Şevket TEKİN |
duymasanızda alkışlıyorum oldukça ayakta...
saygılar