Albert
Uzanmış zaman; karşısına, beylik sahibi sanki
bazı şeyler geçer diyor nasıl kendinden emin bu sakinlik karşısında duran bir bıçak yarası ya da atom altı bir ayıp veyahut sen, geçmedi tam üç gün vardı miladımın dolmasına ( biber değil) beni en çok sen beklettin bekleyen et daha iyi olur diye inandığın bu fakirlik şimdi aramızda biraz Arjantin, seni özledim uzanmış bacakların neye manipüle oluyor manipüle ederken hay aksi, karar vericide organ yetmezliği bir şeyler ters gitti, baştan alıyoruz uzanmış zaman yüzyıllık bacakların. bitti banyosu kirli bir evin kirası olarak sen en çok suya sahip olan yerin nasıl kirli kaldığına kafanın basılmadığı malum, makbule geçer mi bu akan zaman Einstein’in elini ateşe yaklaştırıp sevgilisinin bacaklarını öpmek bilmiyoruz. |