Kırık Ayna
şimdi bir cesetin kenarında evcilik oynayan çocuklar var
onlar ileride büyüyecek mutlaka biri beni öldürecek..... ışık gündüz vakti sola kırarken bende sana fena kırılmıştım açmıştın yüz haritamı masanın üstüne kalemle işaretlemiştin zayıf noktalarımı halbuki hangi kapıyı açsan karşında beni bulacaktın bunca zahmet bunca proje ve sistemli çalışman; Sadakatsız orospu çocuklarının hiçbir açık vermeden bir kişiyi garanti olsun diye en az iki kere öldürmesi kadar yapmacıktı iki felaket tellalı ikimizin dudaklarını lanetli saymış, bir temmuz gecesi birbirlerine değerlerse orta boylu bir alametin gerçekleşmesinden dolayı korku içinde birbirlerinin en karanlık yerlerine girmişler şimdi bir kibrit ateşinin etrafında yaşlanmaktadırlar insandır,göz önünde yaşlanır en güzel acı çeke çeke, kendini duvarlara vura vura ben sana bir temmuz gecesi kırılmıştım,takım elbiseliydim elimde elin vardı... ben sana bir temmuz gecesi kırılmıştım, tam orta yerimden kör bir iğnenin ince bir ipliği geçmesiyle bedene girerken beyaz çıkarken kırmızı bir güvenceyle hayata tutturuldum.. tuhaf bir şeydik sen ve ben senvebengirdaptadenizindibinebatmışkayıpbirkentinikisokağıydık birbirimizeadressormaktançekinenikihayvangibiydik ilk intihar edenin oyunu kazanacağı bir oyunduk sana da tuhaf geliyordu değil mi giderken senden elinin bende olması ben sana bir temmuz gecesi kırılmıştım elimde bir kaç şapka vardı ve yol arkadaşım bir tavşandı kimsenin şapkasına girmeyecek kadar dik başlı! en büyük mucizeydi giderken gözlerinden akmayan iki damla yaş şimdi o iki yaş bağımsız şimdi o iki yaş birbirine düşman.. ben sana bir temmuz gecesi kırılmıştım, o gün atıldım aynalıktan |